Çalışmada, 36 gönüllünün beyin aktivitesi magnetoensefalografi adlı non-invazif bir yöntemle incelendi. Katılımcılara 300 milisaniye süreyle üç kelimelik kısa cümleler gösterildi ve ardından bu cümlelerin değişip değişmediğini anlamaları istendi. Beynin sol temporal korteksinde, yani dilin anlamlandırılmasında kilit rol oynayan bölgede, cümle yapısı olan ifadelerde çok daha yüksek aktivite gözlemlendi. Bu aktivite, beynin dili ne kadar hızlı işleyebildiğini gösteren en somut bulgulardan biri olarak kabul ediliyor.
Araştırmaya göre, beynimiz sadece kelimeleri değil, aynı zamanda dilbilgisi kurallarını ve cümle anlamını da hızla değerlendiriyor. Örneğin, “hemşireler yaraları temizler” gibi özne-fiil-nesne yapısına sahip cümleler, “kalpler ciğerler karaciğerler” gibi düzensiz kelime listelerine göre çok daha hızlı işleniyor. Beynimiz ayrıca “hemşireler yarayı temizler” gibi uyumsuzluk barındıran cümleleri veya “yaralar hemşireleri temizler” gibi anlamsız cümleleri de hızla tespit edebiliyor. Bu, beynimizin dil yapılarını hızlıca analiz ederken bir yandan da dünyadaki bilgi birikimimizi kullanarak anlamı yorumladığını gösteriyor.
Bu hızlı algılama mekanizması, dilin beyinde nasıl kodlandığını anlamamıza önemli katkılar sunabilir. Araştırmayı yürüten Profesör Liina Pylkkänen, bu bulguların dilin soyut yapısını daha iyi anlamamızı sağlayacağını belirtiyor. Pylkkänen, beynimizin “görsel hafızada kendi arabamızı park alanında hemen tanımamıza” benzer şekilde dil yapısını da hızla tanıyıp anlamlandırabildiğini ifade ediyor.
Araştırmacılar, bu hızın beynimizin günlük hayatta sürekli değişen bilgi akışına nasıl ayak uydurabildiğine dair önemli ipuçları sunduğunu düşünüyor. Beynin görsel sahneleri anlaması ile dil yapılarını kavraması arasındaki bu hız benzerliği, yazılı ve görsel bilgilerin benzer süreçlerle mi işlendiğine dair yeni bir araştırma alanı açıyor.
Araştırmacılar, bundan sonraki adımlarında beynin en hızlı algılayabildiği cümle yapılarını incelemeyi ve bu yapıların çocukların dil öğreniminde ilk öğrendiği cümle yapılarıyla uyumlu olup olmadığını araştırmayı planlıyor. Aynı zamanda, görseller gibi diğer görsel uyaranların, metni anlamak için kullandığımız beyin mekanizmalarını kullanıp kullanmadığını da incelemeyi hedefliyorlar.