ABD’de başkanlık seçiminde büyük bir zafer elde eden Donald Trump’ın ikinci dönemi 20 Ocak’ta yemin etmesiyle başlayacak. Trump’ın ikinci döneminde çok daha sert bir yönetim göstermesi beklenirken, Cumhuriyetçi Parti’nin hem Senato hem de Temsilciler Meclisi’nde kontrolü sağlamasıyla büyük bir güç elde edeceği ifade ediliyor.
Nitekim Trump’ın ilk döneminde devlet kurumları içindeki direniş nedeniyle uygulayamadığı kararları bu sefer rahat biçimde uygulamak adına kamu görevlilerinde büyük bir değişime gitmesi ve önem arz eden noktaların tamamına kendine yakın isimleri getirmesi bekleniyor. Bu durum, ABD’de demokrasi adına bir tehlike olarak görülürken, Trump’ın ülkede ‘tam kontrol’ sağlama isteği dikkat çekiyor.
Üstünlük onlarda
Kongre’de tam kontrolü sağlayan Trump’ın Yüksek Mahkeme’de de herhangi bir sorunu bulunmuyor. Trump’ın ilk döneminde göreve getirdiği isimler sayesinde Cumhuriyetçilerin mahkemede 6’ya 3 üstünlüğü bulunuyor. Dolayısıyla Yüksek Mahkeme’den Trump aleyhinde hiçbir karar çıkması beklenmiyor.
Bununla birlikte Trump’ın yapacağı bazı yasa değişiklikleri sayesinde kamu görevlileri ve diplomatlar üzerinde de ciddi kontrol sağlayabileceği ifade ediliyor. Bu durumda kendine karşı bir kontrol mekanizmasını tamamen ortadan kaldıracak olan Trump’ın politikalarını uygulamak adına önünde hiçbir engel bulunmayacak. Trump, kendisine karşı iki ceza soruşturması yürüten tecrübeli savcı Jack Smith’i “iki saniye içinde” görevden alacağını söylemişti. Beyaz Saray koltuğuna oturduğunda bazı davaları düşürme yetkisine sahip olacağı için hukuki sorunlarının çoğu da ortadan kalkacak. Trump’ın önümüzdeki günlerde kabinesini de seçmeye başlayacağı ifade ediliyor.
İlk ne yapacak?
Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle vaatlerinin ne kadarını gerçekleştireceği ise merak konusu. Trump’ın en önemli vaadi ülkeye yönelik düzensiz göçün durdurulması ve yasadışı göçmenlerin atılması. Trump ilk başkanlık döneminde başladığı Meksika sınırındaki duvar inşasını tamamlayacağı sözünü vermişti.
Trump’ın ekonomik vaatleri arasında ise enflasyonu düşürmek, vergileri düşürmek ve yabancı ürünlere karşı ek vergiler koymak var. Trump ayrıca Kongre baskınıyla ilgili verilen hapis cezalarını da affetmeyi planlıyor. Kürtaj konusunda ise eyaletlere baskı yapılmaması ve ulusal bir yasak kararı alınmaması bekleniyor. Trump’ın iklim değişikliği konusunda ise sağ politikaya döneceği görülüyor.
Trump’ın dış politika konusundaki en önemli ilkesi ise Amerikancılık. Küresel tutumdan vazgeçilmesini sağlayacak olan Trump, Ukrayna ve Ortadoğu’daki savaşları bitirmek için ise buralara yönelik Amerikan müdahalelerini durduracak. Böylece Rusya ve İsrail’in eli rahatlarken, sahada bu ülkeler lehine bir durum oluşması ve Ukrayna ile Filistin’in tercih etmeyecekleri maddelerle barışa zorlanması gündeme gelebilir.
BAKANLIKLAR İÇİN TAHMİNLER BAŞLADI
ABD’de Donald Trump’ın ikinci kez seçilmesinin ardından, kabinesinde kimlerin olacağına yönelik tahminler de yapılmaya başladı. İşte, o isimlerden bazıları:
■ Dışişleri Bakanı: Daha önce de Trump’ın dışişleri bakanı olan Mike Pompeo’nun adı tekrar geçiyor. Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde de görev yapan ve özellikle Rusya, İran ve Çin konusundaki şahin çıkışlarıyla bilinen Marco Rubio da, konuşulan isimlerden. Senato Dış İlişkiler Komitesi üyesi Tom Cotton, Trump döneminde ulusal güvenlik danışmanı olan Robert O’Brien, ABD’nin Berlin eski büyükelçisi Ric Grenell ve Tennessee Senatörü Bill Hagerty adları da bakanlık veya ulusal güvenlik danışmanlığı için geçiyor.
■ Savunma Bakanı: Mike Pompeo ve Tom Cotton’ın isimleri, Savunma Bakanı adaylığı için de geçiyor. Ayrıca daha önce Afganistan’da görev yapmış “yeşil bereli” eski asker Mike Waltz’un ismi de konuşulmakta.
■ Hazine Bakanı: Kabinedeki ne önemli koltuklardan biri olan Hazine Bakanlığı için yatırımcılar, eski kabine üyeleri ve iş insanlarının adı geçiyor. Ünlü yatırımcı ve Trump’ın bağışçılarından Howard Lutnick bunlardan biri. İlk döneminde Trump kabinesinde Ticaret Temsilcisi olarak görev yapan Robert Lighthizer, eski Sermaye Piyasası Kurulu başkanı Jay Clayton, Larry Kudlow ve milyarder yatırımcı John Paulson gibi isimlerin listede yer aldıkları ifade ediliyor.
Ayrıca; Utah Senatörü ve eski federal savcı Mike Lee’nin yeni Adalet Bakanı, ön seçimde Trump lehine yarıştan çekilen Vivek Ramaswamy’nin İç Güvenlik Bakanı olabileceği de konuşuluyor.
‘TRUMP, SURİYE’DE ABD VARLIĞINDAN ENDİŞELİ’
ABD seçimlerinde Cumhuriyetçi adayı destekleyen Robert F. Kennedy Jr., ülkenin 47. başkanı seçilen Donald Trump’ın, aralarında geçen bir diyalogda Suriye’deki ABD askeri varlığına dair endişelerini paylaştığını belirtti. Kennedy aralarında geçen diyaloğu şöyle aktardı: “(Trump) Bir kağıt parçası aldı ve bölgedeki tüm ülkelerin belirtildiği bir Orta Doğu haritası çizdi, bunu birçok Amerikalı yapamaz. Her ülkede bulunan birliklerin gücünü de yazdı. Özellikle Suriye ile Türkiye arasındaki sınıra bakıyordu. ‘Suriye-Türkiye sınırında 500 askerimiz var.’ dedi. Trump, ‘Türkiye’de 750 bin, Suriye’de 250 bin asker var. Onlar birbiriyle çatışırsa, biz ortada kalırız.’ dedi. Sonra generallerine bu 500 kişiye ne olacağını sordu. Onlar da bu istenmese de muhtemelen 500 askerin ölebileceğini söyledi. Trump da ‘onları oradan çıkarın’ dedi.”
ÇİN VE RUSYA ‘EL UZATTI’
Trump’ın büyük bir ekonomik savaşa girmesi beklenen Çin’den ABD’nin yeni liderine el uzatıldı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Trump’a gönderdiği tebrik mesajında, “iki ülkenin farklılıklarını uygun şekilde yönetme” ve barış içinde bir arada yaşama çağrısında bulundu. Şi mesajında, iki ülkenin hem kendilerinin hem de dünyanın geri kalanının faydası için geçinmenin doğru yolunu bulması gerektiğini vurguladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Trump’ı tebrik ederek, kendisiyle konuşmaya hazır olduğunu söyledi. Putin, “Rusya ile ilişkileri yeniden kurma, Ukrayna krizinin sona ermesine katkıda bulunma arzusuyla ilgili bazı şeyler ifade edildi. Bence bu en azından dikkate almaya değer” ifadesini kullandı. Kremlin Sözcüsü Peskov ise Trump’ın görevi resmen devralmadan Rusya Putin ile görüşebileceğini belirtti.
DEMOKRATLAR SEBEP ARIYOR
Demokrat Parti’de seçim yenilgisinin sebebi aranırken, mağlubiyetin muhasebesi yapılmaya ve parti içi eleştiriler gelmeye başladı. Senatör Bernie Sanders Demokratları işçi sınıfını terk etmekle suçlayarak yenilgiyi buna bağladı. Bazı Demokratlar ise, yarıştan daha erken çekilmediği ve Harris’e seçmenleri ikna etmesi için daha fazla zaman tanımadığı için Başkan Joe Biden’a yönelik hayal kırıklıklarını dile getirdiler. Andrew Yang, “Bu kaybın en büyük sorumlusu Başkan Biden’dır” dedi.
Başkan Biden ise, yarışı kaybeden Demokrat aday Kamala Harris’in, seçim gününe kadar “tarihi” bir kampanyaya liderlik ettiğini belirtti ve verdiği emek dolayısıyla Harris’i takdir etti.
NATO’DAN UYARI
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Donald Trump’a doğrudan bir çağrıda bulunarak, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını desteklemek üzere Kuzey Kore birliklerinin konuşlandırılmasının yalnızca Avrupa için değil, aynı zamanda ABD için de ciddi tehdit oluşturduğunu olacağını söyledi. Rutte, “Birlikte çalışmak zorundayız. Bu nedenle Donald Trump ile bir araya gelerek bu tehditlere birlikte nasıl karşı koyabileceğimizi ve daha fazla ne yapmamız gerektiğini tartışmak için sabırsızlanıyorum” dedi.
GÜVENLİĞİMİZİ DEVRETMEMELİYİZ
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupalıların güvenliklerini sonsuza dek ABD’lilere devretmemesi gerektiğini belirtti. Avrupa Siyasi Topluluk zirvesinde konuşan Macron, dünyada ABD ve Çin’in oluşturduğu iki blok olduğunu, bu ülkelerin öncelikle kendi çıkarlarının peşinde olduğunu kaydetti. Trump’ın öncelikle Amerikan halkının çıkarlarını savunacağını hatırlatan Macron, “Avrupalıların çıkarlarını savunmaya hazır olup olmadığını bilmeliyiz” dedi, Avrupa’nın ekonomi, teknoloji ve savunma alanlarında seçimlerini başkalarının eline bırakmak istemediklerini vurguladı.