Bal kabağının kökeninin her ne kadar Kuzey Amerika ile ilişkili olduğu düşünülse de, yapılan araştırmalarla M.Ö 7000 ile 5500 yıllarında Meksika’da bal kabağı tohumlarına rastlandığını biliyoruz. Ancak bal kabağının ilk defa adlandırılışına baktığımızda karşımıza Yunanca çıkıyor. Tarih boyunca ‘popon, ponpon, pumpion’ gibi farklı isimlerde telaffuz edilen bal kabağı, Amerikan sömürgecileri tarafından ‘pumpkin’ olarak adlandırılıyor ve bugün İngilizce’den bal kabağı olarak tüm dünyaya yayılıyor. Çok eski dönemlerden beri özellikle Amerika yerlileri tarafından temel gıda maddesi sayılan bal kabağı; lifli, nişastalı ve zengin vitaminli oluşu nedeniyle önemli bir besin kaynağı sayılıyor. Soğuk saklama yöntemlerinin gelişmediği bir dönemde, tarladan toplandıktan sonra serin bir yerde 6 ay kadar bozulmadan muhafaza edilebilen bu sebze, bu sebeple her evde tercih edilmeye başlıyor. Aynı zamanda bal kabağını birçok tarifte içi oyularak ve bir pişirme kabı olarak görmek mümkün.
ANADOLU’DA DA POPÜLER
Ülkemize 17. yüzyılda giren ve Anadolu iklim şartlarına uyum sağlayan bal kabağı hızla çeşitleniyor ve ikinci anavatanı haline geliyor. Osmanlı mutfağında da kullanımına rastlanan bal kabağının popülerliğinin ise uzun bir geçmişi var. Anadolu’nun bazı köylerinde kabağın içine pirinç, çam fıstığı, badem, çeşitli kuru meyve gibi malzemeler konularak bal kabağı dolması veya pilavı yapılıyor. Hatay usulü kireçte kabak tatlısının da mutfağımızda ayrı bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Sayısız yemek tarifinde yer alan bal kabağı hemen hemen her tatlıya yakışabiliyor. Cheesecake, pasta, turta, tart, çörek, muhallebi, reçel… Öte yandan, sağlıklı beslenme adına her yolu denediğimiz bu günlerde yüksek vitamin oranıyla veganların da vazgeçilmezi!
FAYDALARI
Balkabağı tohumları egzersiz sonrası hızlı toparlanma sağlar. İster salataya koyun, ister yoğurdun içine karıştırın, kabak çekirdeği egzersiz yaptıktan sonra yemeğinize dahil etmek için mükemmeldir. “Kabak çekirdeği, iyileşme için önemli iki besin olan çinko ve protein sağlar.
Kabak karaciğeri korumaya yardımcı olabilir. Karaciğer, yağ, protein ve karbonhidratları parçalamak, kan dolaşımından zararlı bileşikleri çıkarmak ve gerekli vitamin ve besinleri depolamak gibi 500’den fazla işleve sahiptir.
Kabak sağlıklı kan basıncını destekler. Lif, potasyum ve C vitamini içerir ve doğal olarak sodyumda düşüktür. Tansiyonunuzu düşük tutmak koroner kalp hastalığı riskinizi azaltmanın harika bir yoludur. Kabak sağlıklı kolesterolü destekler.
GÖZ SAĞLIĞINI KORUR
Güçlü bir A vitamini kaynağıdır ve içeriğindeki zeaksantin isimli karotenoid ile göz sağlığının korunmasına yardımcı olur. C vitamini bakımından zengindir. İyi bir lif kaynağı olan bal kabağı, hem kalp hem de bağırsak sağlığı açısından büyük önem taşır. Yarım fincan bal kabağı 3 gramın üzerinde lif içerir. Yüksek oranda lif tüketimi kolesterol seviyesinin düşmesine dolayısıyla kalp sağlığının korunmasında; bağırsak hareketliliğinin düzenlenmesi ile de kolon kanseri riskinde azalmada büyük bir role sahiptir. Lif tüketiminin artması ile tokluk süresi uzar. Cildinizin yaz aylarındaki gibi ışıldamasında büyük bir destekçidir. İçeriğinde yüksek miktarda bulunan karotenoidler diyet yağı ile birlikte tüketildiğinde ciltte pigmentasyona neden olduğu için cildin daha canlı görünmesini sağlar. Sağlığa sayısız faydası bulunan Omega 3’ün bal kabağında da mevcut olduğu unutulmamalıdır.
BALKABAĞI SALATASI
MALZEMELER
500 gr küp küp doğranmış balkabağı
1/2 su bardağı ufalanmış beyaz peynir
5 adet doğranmış kuru incir
1/2 su bardağı doğranmış ceviz
1 kase doğranmış yeşillik
SOS MALZEMELERİ:
1 çay kaşığı çörek otu
2 çorba kaşığı sirke
1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
1 çay kaşığı tuz
1 çimdik toz karabiber
YAPILIŞI: Fırınınızı 190 derecede ısıtın. Pişirme kağıdı serdiğiniz tepsiye bal kabaklarını dizin ve yumuşayıncaya kadar pişirip, soğutun. Bir kasede sos malzemelerini karıştırın. Servis kasesine salata malzemelerini alın ve üzerine sostan gezdirip karıştırın.