Tüketiciler için mal veya hizmet alımlarına ait ödemelerin banka ve finans kurumları aracılığıyla yapılması zorunluluğu 7 bin liradan 30 bin liraya yükseltildi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre, tüketiciler için 7 bin liranın üzerindeki mal veya hizmet alımlarına ait ödemelerin banka ve finans kurumları aracılığıyla yapılması uygulamasında zorunlu tutar 30 bin liraya çıkarıldı.
Tebliğde yer alan örneklerdeki tutarlarda da düzenleme yapıldı.
YABANCILAR İÇİN DE DÜZENLEME YAPILDI
Öte yandan, belgeleme zorunluluğu kapsamında (mükellef olmayanlar hariç) yabancılar ve Türkiye ikameti olmayan gerçek kişilerle yapacakları işlemlere ilişkin tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması zorunluluğunda da değişikliğe gidildi.
Uygulama kapsamında, düzenlenecek faturalarda yabancıların veya Türkiye ikameti olmayan gerçek kişilerin pasaport numaralarının yazılması şartı bulunuyor. Düzenlemeyle artık pasaportların bir suretinin de faturanın ekine konulması gerekmeyecek.
Tahsil edilen tutarların, tahsilatı takip eden ilk iş günü sonuna kadar aracı finansal kurumlara yatırılması zorunluluğu da aranılmayacak.
SÖZCÜ YAZARI AYLAR ÖNCE KÖŞESİNDE YAZMIŞTI
yazraı Nedim Türkmen 16 Eylül’de “Nakit kullanımını azaltmak kolay değil” başlıklı köşe yazısında nihai tüketiciler için sınırı 7 bin lira gibi çok küçük bir rakam olarak belirlemenin kaosa neden olabileceğini bu nedenle bu tutarın 30 bin TL olarak belirlenip zaman içinde indirilmesinin daha akılcı bir yöntem olduğunu kaydetmişti.
Türkmen konuya ilişkin olarak köşe yazısında şunları kaydetmişti:
“Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Haziran 2024 yılı verilerine göre, haziran itibarıyla Türkiye’de kredi kartı sayısı 124.1 milyon ve banka kartı sayısı 191.8 milyon oldu. Ön ödemeli kart sayısı da 96 milyon adede yükseldi.
Bu sayılara bakıldığında, nakitsiz ekonomi için geç kaldığımız dile getirilebilir. Ancak bu rakamlar yanıltıcı olabilir. Şöyle ki; Türkiye’de karşılıksız çek diye bir gerçek var, bankaların kara listesi var.
Bu yılın ocak-temmuz döneminde 784.000 kişi kredi kartlarını ödeyememiş. Bireysel kredi borcunu ödeyemediği için, takibe düşen kişi sayısı 642.000 kişi. Bu yıl adliye icralarına ilave gelen 6.495.798 yeni icra dosyaları ile birlikte toplam icra dosyası sayısı 22.740.355 oldu. Bu rakamlara vergi, SGK dosyaları ve e-hacizler dahil değil.
Nihai tüketiciler için nakit sınırını 7.000 TL gibi çok küçük bir rakam olarak belirlemek, yukarıda saydığım nedenlerden dolayı kaosa neden olabilir. Bu rakamı 30.000 TL olarak belirleyip, zaman içinde indirmek daha akılcı bir yöntem olacaktır.
Ayrıca nakitsiz ekonomi süreci cezalandırma tehdidi yerine, teşvik unsurları ile daha başarılı olacaktır. Kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomi ile yarıştığı bir yapıyı bir günde düzeltmek mümkün değil.”