Derin tarih notları – YAVUZ DONAT


Kurtuluş Savaşı yılları… İlk Meclis dönemi… Mustafa Kemal Paşa’nın üzerinde durduğu konulardan biri… “Doğu… Güneydoğu… Kürt sorunu.”
MİT… Eski adı MEH… Milli Emniyet Hizmetleri Teşkilatı.
MEH… 1925-1938 arasında… “Bölgenin sorunları” hakkında 8 rapor hazırladı.

Atatürk… MEH raporlarını okumakla yetinmedi.
Önce Başbakan İsmet İnönü‘den… Sonra da İktisat Vekili Celal Bayar’dan rapor istedi.
Raporların hepsinde… Bölgenin en önemli sorunu olarak “eğitimden” söz ediliyordu.
Eğitim… “Başöğretmen Atatürk’ün şahsi meselesi” gibiydi.

***

Dünden bugüne

Diyarbakır… 1930-1931 öğretim yılı… Durum:
23 ilkokul.
83 öğretmen.
1529 erkek öğrenci.
Van…
1929-1930 öğretim yılı… Rapor:
İlkokul 11.
Öğretmen 17.
Erkek öğrenci 514.
Kız öğrenci 130.
Bugün… Atatürk’ün modern Türkiye’sinde her ilinde üniversite var… Doğusunda… Batısında… Her yerde.

***

Biz kardeşiz

Meclis… 3 Kasım 1922… Kürsüde Diyab Ağa… Dersim Milletvekili:
Hepimiz biriz… Ne Kürtlük ne Türklük davası vardır.
Bir kişinin beş, on oğlu olur… Biri Hasan, biri Ahmed, biri Hüseyin, biri Mehmed olabilir… Ayrımız gayrımız yoktur.

İsmimiz Hüseyin, Mehmed… Hepsi aynı ananın, babanın oğludur.
Düşmanlar, bizi birbirimize sardırmak için tuzaklar kuruyorlar.
Sen şöylesin, ben böyleyim filan diye hile yapıyorlar… Bunda ne fayda var? Biz kardeşiz.

***

Bravo… Alkışlar

Aynı toplantı… 3 Kasım 1922… Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya Bey konuşuyor:
Bendeniz Kürdoğlu Kürdüm… Bir Kürt mebusu olarak sizi temin ederim ki, Kürtler bir şey istemiyorlar.

Biz Kürtler, Avrupa’nın Sevr paçavrası ile verdiği bütün hakları, hukukları ayaklarımızın altında çiğnedik… İade ettik.
Cephede Türklerle birlikte kan döktük… Onlardan ayrılmadık… Ayrılmak istemedik… Ve istemeyiz.
Meclis tutanakları… Konuşmanın sonu… “Bravo sesleri… Alkışlar” yazılı.

***

Avrupa’nın entrikaları

Erzurum Milletvekili Süleyman Necati Bey… Meclis kürsüsünde… 3 Kasım 1922:
Öyle bir Türk yoktur ki dayısı, damadı veya yeğeni Kürt olmasın.
Veya öyle bir Kürt yoktur ki damadı, yeğeni veya dayısı Türk olmasın.

Benin annem Kürt… Beni annemden nasıl ayırırsınız?
Avrupa’nın birtakım icatları… Efsaneleri… Entrikaları… Onların uydurmaları.
Türkler ve Kürtler birbirlerinden ayrılamazlar.
Ne Türk Kürt’süz ne de Kürt Türk’süz yaşayabilir.

***

Misak-ı Milli

Meclis… 4 Mart 1923… Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey konuşuyor:
“Efendiler! Ben bir Türk’üm… Misak-ı Milli’ye çıkarken Türk, Kürt düşünmemiştik… Hep beraber yaşayacağız.”

***

İlmi… Askeri… Tarihi

Hüseyin Avni Bey… Erzurum Milletvekili… 5 Mart 1923… TBMM tutanaklarından:
Bir Türklük bir Kürtlük ayrımı, çekişmesi yoktur.

Böyle bir ayrım vatanı mahveder.
Dersime çok çalışmışımdır… İlmi, askeri, tarihi konuşuyorum.

***

Cumhuriyet… Sağlam bir kale

Halis Turgut Bey… Sivas Milletvekili… Meclis konuşması… 4 Mart 1925:
Efendiler! Türkiye Cumhuriyeti hududu dâhilinde Türk ve Kürt kardeşliği yaşıyor.

Cumhuriyet çok sağlam bir kaledir… Onu kimse sarsamaz, tehdit edemez… Millet onların başına vurur… Bin parça eder.
Efendiler!.. Türk milletinden fesat, irtica, isyan çıkmaz, çıkamaz.

***

Gizli oturum

Meclis… Gizli oturum… Başbakan İsmet Paşa konuşuyor…. 8 Aralık 1923.
Sonra… Eski Başbakan Hüseyin Rauf Bey söz istiyor.

Konuşması uzun.
Avrupa’nın… Özellikle de İngilizlerin “Türk- Kürt ayrılığı çıkarmak için yaptıkları çalışmaları” anlatıyor.
İngiliz siyaseti… “Şiilik ve Sünnilik” üzerinden bölücü zemin arayışları.

***

Kayıtsız şartsız

Mustafa Kemal Paşa… 24 Haziran 1919… Kelimesi kelimesine:
“Kürtler, kayıtsız şartsız devletten ve Türk kardeşlerinden ayrılmayacaklarını ve bu uğurda son nefeslerine kadar mücadeleye ve hayatlarını feda etmeye hazır olduklarını söylemişlerdir.”

***

Nokta

Diyarbakır… 13 Ağustos 2005… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor:
“Büyük devlet, güçlü millet kendisiyle yüzleşir… Hatasını, günahını masaya yatırır… Kürt sorunu benim sorunumdur.”


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/wphaberbotu/public_html/wp-includes/functions.php on line 5464