Suriye’nin ölüm çukuru: Sednaya Hapishanesi! Rejimin vahşetinin bir fotoğrafı gibi… “Yüzde 99’u öldü”


Suriye’de yıllardır devam eden Baas rejimi geçtiğimiz haftalarda muhalifler tarafından devrildi. Suriye ve bölge için bir milat niteliğindeki olay sonrası Suriye hapishanelerinde yaşananlar da gün yüzüne çıkmaya başladı. Muhalifler Şam’ı ele geçirerek rejimi devirdikten sonra en kötü namlı hapishane Sednaya’yı açtı ve tutukluları serbest bıraktı. Suriye halkının da yakınlarını aramasına izin verildi. Bu gelişmeyle birlikte Sednaya’nın gizemi de çözülmeye başladı. İşte tüm detaylar!

ON BİNLER GÖZALTI AĞINDA KAYBOLDU

Ülkenin en kötü şöhretli hapishanesi Sednaya’nın zeminini tarayan Suriyeliler, tutuklu listelerini karıştırıyor ve gizli hücreler veya mezarlar bulmak için beton zemini kazıyor.

Screenshot_2

On binlerce kişi, Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminin 2011’deki ayaklanmayı bastırmak için harekete geçmesinden bu yana ülkenin genişleyen gözaltı ağında kayboldu.

Screenshot_3

HER GÜN 50 KİŞİ İDAM EDİLDİ

Sivil halk, muhalif askerleri ve kurtarma ekipleri, askeriye tarafından yönetilen Sednaya Hapishanesi’nin hücre bloklarında bırakılan giysi yığınları ve kırmızı iplerle karşılaştı.

Screenshot_4

Dışişleri Bakanlığı, 2017’de hapishanede her gün 50 kadar kişinin asıldığını söyledi.

Screenshot_5

“YÜZDE 99’U ÖLDÜ”

Muhalifler, Esad’ı devirdikten sonra Sednaya’yı açtı, tutukluları serbest bıraktı ve halkın kayıpları aramasına izin verdi.

Screenshot_6

Amerikan gazetesi Wall Street Journal’a konuşan avukat Ammar El-Bara, “Yüzde 99’u öldü” yorumunda bulundu.

Screenshot_7

Hapishane kayıtlarına ulaşan avukat, isimlerden oluşan bir listeyi okudu: “İdam edildi, idam edildi, hastalıktan öldü.”

Screenshot_8

100 BİN SURİYELİ KAYBOLDU

Büyük tutuklu gruplarının tutulduğu hücreler atılmış giysilerle doluydu ve ince şilteler yere saçılmıştı. Bir hücrenin duvarına “Bir gün” kelimeleri kazınmıştı.

Screenshot_9

Batılı hükümetlere, insan hakları gruplarına ve suistimallerden kurtulanlara göre, iç savaştan sonra rejim işkence ve toplu tutuklamaları endüstriyel bir ölçeğe genişletti.

Screenshot_10

2022’ye kadar yaklaşık 100 bin Suriyeli kaybolmuştu.

Screenshot_11

“REJİMİN VAHŞETİNNİ SEMBOLÜ”

Kimyasal silah kullanımı ve muhaliflerin elindeki bölgeleri bombalamasının yanı sıra, Esad’ın hapishaneleri, rejiminin vahşetinin küresel bir sembolü ve birçok ülkenin onu dışlamasının temel nedeni oldu.

Screenshot_12

Suriye’deki iç savaş sırasında yüz binlerce insan öldü ve 12 milyon insan evlerinden edildi.

Screenshot_13

ÖLÜLERİ FOTOĞRAFLARLA BELGELEDİLER

2014 tarihli bir rapor, Esad hükümetinin yaklaşık 11 bin tutukluyu idam ettiğine dair kanıt buldu.

Screenshot_14

Ölülerin bedenlerini belgelemekle görevli bir Suriye askeri fotoğrafçısı, daha sonra savaş suçları kovuşturmalarında kanıt olarak kullanılan yüz binlerce fotoğrafı hapishaneden çıkardı.

Screenshot_15

HAPİSHANEDEN ÖLÜLER ÇIKARILDI

Başkentteki bir tıbbi tesis olan Şam Hastanesi’nde, gözyaşları içindeki siviller, sağlık görevlilerinin Esad’ın düşüşünden bu yana hapishanelerden çıkarıldığını söylediği düzinelerce cesedin arasında yakınlarını aradı.

Screenshot_16

Cesetler sedyelerde, paslanmaz çelik dolaplarda ve hastanenin bitişiğindeki avluda yerde bulunuyordu.

Screenshot_17

DÖVMESİNDEN TANIDI

Şam’da yaşayan 50 yaşındaki Amira Humusi isimli anne, başkentteki Şam Hastanesi’nde hapishanelerden çıkarıldığı söylenen cesetler arasında oğlunu tespit etti.

Screenshot_18

Sağlık görevlilerinin kayıp yakınlarını tutmaya çalıştığı sırada “bir saniye” diyen Humusi, “O benim oğlum” diyerek feryat etti.

Screenshot_19

50 yaşındaki anne, 20 yaşındaki demir işçisi Muhammed Faiz Ebu Şakra’yı göğsündeki bir çift yıldız dövmesinden tanıdı.

Screenshot_20

Anne, oğlunun 26 Ekim’de güvenlik güçleri tarafından kaçırıldığında gece geç saatlerde bir komşunun evinde arkadaşlarıyla olduğunu söyledi.

Screenshot_21

Screenshot_22

Screenshot_23

Screenshot_24

Screenshot_25

Kaynak: NTV


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/wphaberbotu/public_html/wp-includes/functions.php on line 5464