Suriye’nin kanlı rejiminin düşmesiyle Suriyelilerin ülkelerine dönüş mesaisi sürüyor.
İç savaştan sonra güvenli liman olarak gördükleri Türkiye’ye sığınan Suriyeliler de anavatanlarının yolunu tuttu.
Esad zulmünden kaçan Mahmut Nevi ile Mahmut Mısto da aileleriyle Türkiye’ye sığınmıştı.
SURİYELİ MARANGOZLAR HALEP’E DÖNÜYOR
İzmir’de aynı iş yerinde çalışan ve burada birbirleriyle tanışan Nevi ile Mısto, bir süre birlikte çalıştıktan sonra 2020 yılında Karabağlar ilçesinde marangozhane açtı.
Yaklaşık 5 yıldır kendi iş yerlerinde çalışan Nevi ve Mısto, Suriye’de muhalif grupların kontrolü ele almasının ardından yeniden memleketleri Halep’e dönmek için gün sayıyor.
“HALEP’İ ÇOK ÖZLEDİM”
11 yıldır Türkiye’de mutlu bir şekilde yaşadığını söyleyen Mahmut Mısto, “Savaştan sonra Türkiye’ye geldik. 4 çocuğum vardı. Orada duramazdım. Savaş çok kötüydü. Sürekli bomba düşüyordu. Beşar Esad bir zalimdi. Hedef gözetmeksizin bombalar atılıyordu. 11 yıldır burada yaşıyorum. Türkiye çok iyi ve çok memnunum. Ancak Halep’i çok özledim.” dedi.
“TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE”
Memleketine dönünce aynı işi yapmaya devam edeceğini söyleyen Mısto, “Çocuklarım burada okula gidiyor. Suriye’ye döndüğümüzde orada okuyabilmeleri için onlara Arapça öğretmeye başladım. Dönünce de aynı işi yapmaya devam edeceğim. Ülkeme dönünce ziyaret için Türkiye’ye yeniden geleceğim. Teşekkürler Türkiye, teşekkürler Erdoğan.” diye konuştu.
“KARDEŞ KARDEŞ YAŞADIK”
Marangozhanenin ortağı olan 3 çocuk babası Mahmut Nevi, “Halep’te mobilya işiyle uğraşıyordum. Savaş çıkınca 2014 yılında Halep’ten Türkiye’ye ailecek geldik. Esad çok zalimdi. Herkesin üzerine bomba yağdırdı. Buraya geldiğimizde önce zorlandık ama sonrasında her şey güzel oldu. 5 yıl bir iş yerinde çalıştıktan sonra arkadaşımla iş yeri açtık.
Esad gitti ve biz de yavaş yavaş geri döneceğiz. Burayı satacağız. Birkaç ay içinde yeniden ülkemize döneceğiz” dedi. Türkiye’de yaşamaktan memnun olduğunun da altını çizen Nevi, “10 senedir burada hiç sıkıntı yaşamadım. Komşularım çok iyi insanlardı. Herkese dua ettim. Kardeş kardeş yaşadık. Burada ekmek yedik.” dedi