Arkeologlar, keşfi San Geronimo III (Suya) adlı 480 yıllık bir İspanyol yerleşiminde gerçekleştirdi. Bu küçük kasaba, 1541 yılında ünlü İspanyol kaşif Francisco Vázquez de Coronado’nun liderliğinde kuruldu. Coronado’nun keşif gezisi, bugünkü Meksika’dan yola çıkarak Arizona, New Mexico, Texas ve Kansas’a kadar uzanmıştı. İspanyollar, zenginlik arayışlarının yanı sıra bölge halkını köleleştirme amacı güdüyordu.
Ancak, İspanyol keşif ekibi yerli halkın sert direnişiyle karşılaştı. Yaşanan çarpışma sırasında İspanyollar geri çekilmek zorunda kaldı ve savaş alanında iki topu terk etti. Bu silahlardan ilki, 2020 yılında gün yüzüne çıkarıldı ve hiç kullanılmamış olduğu tespit edildi. Araştırmaya katılan bilim insanı Deni Seymour, topun hızlı gelişen bir çatışma nedeniyle ateşlenemediğini belirtti.
İkinci top ise Mart 2024’te bulundu. İncelemeler sonucunda topun, savaş sırasında aşırı barut yüklemesi nedeniyle namlusunun patladığı ortaya çıktı. Seymour, bu durumun İspanyolların yerli halk saldırısını durdurmak için çaresizce topu ateşlemeye çalıştıklarını gösterdiğini söyledi.
Toplar, “hackbut” veya “hook gun” olarak bilinen hafif bronz silahlar. Taşınması kolay olan bu toplar, bir atışta 86 saçmaya kadar atabiliyor ve bu da hafif silahlarla donatılmış yerli savaşçılar için yıkıcı bir etki yaratabiliyordu.
Ancak İspanyollar sadece toplarla değil, bakır ve demirden yapılmış arbalet okları, kılıçlar, hançerler ve zırhlarla da savaştı. Tüm bu silahlara rağmen, yerli halkın güçlü direnişi karşısında yenildiler ve bölgeden geri çekildiler.
Keşif, sadece İspanyol fetihlerinin tarihini değil, aynı zamanda yerli halkların direnişini de gözler önüne seriyor. Charleston Koleji’nden İspanyol dili eğitmeni Sharonah Fredrick, bu bulguların, fetihlerin “keşif” değil, aslında “şiddet ve işgal” temelli olduğunu bir kez daha kanıtladığını vurguladı.
New Mexico Üniversitesi’nden Matthew Schmader ise, bu keşfin yerli halkların başından itibaren organize bir direniş gösterdiğini ortaya koyduğunu belirtti. Texas Üniversitesi’nden emekli profesör William Doolittle, o dönemde bölgenin ABD’ye değil, “Sobaipuri O’odham” olarak bilinen yerli halklara ait olduğunu hatırlattı.