Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin ardından 21 yıldır bulunduğu Şam’daki Adra Cezaevi’nden çıkan 53 yaşındaki Mehmet Ertürk, Kilis’teki ailesiyle kavuştu. Şam’da 2003 yılında kaçakçılık yaptığı iddiasıyla tutuklanıp Adra Cezaevi’ne konulan Ertürk, 32 yaşında girdiği cezaevinde 21 yıl kaldı. Ertürk AFP’ye verdiği demeçte, kötü şöhretli hapishanede gardiyanların ağzına vurduğu cop darbelerini taklit ederek “İşkence üstüne işkenceydi” dedi.
20 YAŞ DAHA YAŞLI
2004 yılında kaçakçılıktan tutuklanan Ertürk, nihayet Pazartesi akşamı, Suriye sınırına yaklaşık 10 dakika mesafede, zeytin ağaçlarıyla bezeli virajlı bir yolun tepesine kurulmuş bir köy olan Mağaracık’taki evine geri dönebildi. “Ailem öldüğümü sanıyordu,” diyen 53 yaşındaki Ertürk’ün yüzü ve yürüyüşü onu 20 yaş daha yaşlı gösteriyordu.
Serbest bırakıldığı gece silah sesleri duymuş ve dua etmeye başlamıştı. “Dışarıda neler olduğunu bilmiyorduk. İşimin bittiğini düşündüm” dedi. Sonra çekiç sesleri duymuş ve birkaç dakika içinde hapishane kapıları Suriye diktatörü Beşar Esad’ı deviren isyancılar tarafından açılmış.
‘BİR TABUTUN İÇİNDE OLMAK GİBİ’
Ertürk’ün eşi Hatice Ertürk henüz altı aylık olan en küçük kızıyla birlikte evlerinin önünde bağdaş kurmuş ekmek hazırlarken.“Onu 11 yıldır görmedik.. Hiç umudumuz yoktu” dedi.
Ertürk 15 yıla mahkum edildikten sonra, cezaevi yetkilileri bu dört çocuk babasını acımasız gardiyanların insafına terk ederek bir yeraltı zindanında çürümeye bırakmışlar. Sağ pantolonunun paçasını yukarı çekerek, taktığı zincir nedeniyle derisi kararmış olan sağ ayak bileğini gösterdi.
İŞKENCE DOLU GÜNLERİ ANLATTI
“Gün boyunca konuşmak kesinlikle yasaktı… yemeklerin içinde hamamböcekleri vardı. Rutubetliydi, tuvalet gibi kokuyordu. Bileklerimize çekiçle vurduklarında kemiklerimiz yuvalarından fırlıyordu. Ayrıca bir mahkumun boynundan aşağı kaynar su döktüler. Boynundaki et kalçalarına kadar kayıyordu. “Bir tabutun içinde olmak gibiydi ve aşırı kalabalık vardı. 20 kişilik bir hücreye 115, 120 kişi koydular. Birçok insan açlıktan öldü” dedi.
‘ÖLÜLERİ ÇÖPLÜKLERE ATIYORLARDI’
“Bizi yeni bir hapishane bloğuna götürüyorlardı ve tavandan sarkan bir ip gördüm ve ‘Allah’a şükür, kurtuldum’ dedim” dedi.
FARUK KARGA AÇLIKTAN ÖLDÜ
Kız kardeşlerinden biri ona bir avuç dolusu eski fotoğraf uzatıyor. Fotoğraflardan birinde, fotoğraf çekildikten kısa bir süre sonra kendisiyle aynı hapishaneye giren Faruk Karga adında bir arkadaşıyla birlikte görülüyor. Ertürk, Karga için “2018 yılı civarında hapishanede açlıktan öldü. Yaklaşık 40 kilo ağırlığındaydı.” dedi.