AK Partili Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle; İllere MYK ve MKYK üyelerimiz gidiyor ve genel başkanımızın katılımı ile süreç devam ettiriliyor. Görevi devreden ve devralan arkadaşlarımız kardeşlik içinde bu süreci yönetiyor. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bugünlerde belki de son 70-80 yılın en ağır gündemi ile karşılaşıyoruz. Yukarımızda Rusya Ukrayna savaşı 4. yılına giriyor.
Bir takım silahların devreye girdiğini görüyoruz. NATO’ya dönük silahlanma açıklaması vardı Rus liderin. Giderek tansiyonu yükselten bir tablo var. Cumhurbaşkanımızın başlattığı barışı salamaya dönük inisiyatife destek verilmemesinin nasıl bedel ödettiğini görüyoruz.
TÜRKİYE, ‘SURİYE SURİYELİLERİNDİR’ ŞİARI İLE ONLARA DESTEK OLMAK ÜZERE YOLUNA DEVAM ETTİ
En öncelikli konumuz Suriye’deki gelişmeler. Suriye Gazze ile birlikte ana başlığımız. 61 yıllık Baas rejimi sona erdi. Suriye’de her kesimden kardeşimizin geleceğe umutla bakması son derece önemli. Meydanlarda Türk bayrağımız Suriye’nin vatandaşlar tarafından taşınıyor. Bu şekilde bayrağımızı dalgalandırmaları 13 yıllık dönemde Türkiye’nin desteğine dönük olumlu duygularını ifade etmekte. Birçok devlet Suriye’yi sömürecek zemin olarak bakarken Türkiye, ‘Suriye Suriyelilerindir’ şiarı ile onlara destek olmak üzere yoluna devam etti.
ŞAM’A BÜYÜKELÇİLİĞİN GÖREVE YENİDEN BAŞLAMASI
12 yıl sonra büyükelçiliğimiz göreve başladı ve bayrağımız göndere çekildi. Bu zorlu yolculukta devletimizin Suriye’nin yanında olacağı şeklide okunabilir. Suriye meselesini başka başkentlerin gözünden okuyanlar bu kadar kısa sürede nasıl gitti diye değerlendiriyor. Yakından tanısalar Baas’ın bunca zaman nasıl kaldığına şaşırırdı. Nasıl kaldıklarını biliyoruz. Bir takım güçlerin desteği ile şu ana kadar ayakta kaldı. Cumhurbaşkanımızın liderliği Türkiye’nin tarihin doğru tarafında durmasına öncülük etti. Milletimiz bu sürecin sıkıntılarına rağmen tarihin doğru tarafında durdu. Milletimiz bir kez daha zorluklar içinde olana yardım için en büyük destekçi olduğunu gösterdi.
SURİYE KONUSUNDA İKİ ESAS MESELE VAR
Verdiğimiz mesajlar net. Esad’ın gitmesinden sonra herhangi bir odağın tek başına yönetmesi eskiyi tekrarlayacaktır. Esas mesele Suriye’nin toprak bütünlüğü. İki esas mesele vardır; biri Suriye’nin toprak bütünlüğü, diğeri milli egemenliği.
Şu resimde BAAS rejimine ait tank var. Üzerine meyve sebzeler koyarak manav haline getirmişler .Bu tankı ele geçirip bu hale getirmeleri Suriyelilerin normal yaşam istediklerini, baskıdan ne kadar usandıklarını, medeni hayatı ne kadar arzuladıklarını gösteriyor. Uluslararası topluma düşen Suriye’ye bugün destek olmaktır. Bundan sonrasında kötü senaryolardan bahsedenler var. Geçmişteki senaryoların oluşmaması için tüm gücümüzle kardeşçe yaklaşımımız ile gerekenleri yapmaya çalışıyoruz. Güvenlik göçlerimiz sahadadır.
“BURADA BU ANAYASA SURİYE SURİYELİLERİNDİR BAĞLILIĞININ ZEMİNİ OLACAK”
Yeni yönetim şu ana kadar olumlu mesajlar vermekte. Hapishaneden çıkan görüntülere rağmen bunlara karşı yapılacakların mahkemeler ile yapılması konusunda hukuka bağlılıktan bahsetmeleri çok önemli. Yeni yönetim etraftaki ülkelerden ders çıkardığını ve toprak bütünlüğünü ifade etmekten, anayasanın gözden geçirileceğini ifade ediyorlar. Burada bu anayasa Suriye Suriyelilerindir bağlılığının zemini olacaktır.
HTŞ HAREKETLİLİĞİ ARKASINDA TÜRKİYE OLDUĞU İDDİASI: SÖYLEMLER YANLIŞTIR
Bir takım iddialar var. HTŞ hareketliliği arkasında Türkiye olduğunu iddia edenleri görüyoruz. Bizim HTŞ hareketliliği arkasında olduğumuza dair söylemler yanlıştır. Bizim bütün inisiyatifimiz Suriye’de kan dökülmesinin önlenmesi için oldu. Bunlar harekete geçti ve bu kadar kısa sürede bu sonuç nasıl ortaya çıktı deniyor. Rejimin çürümüş yapısının bu kadar ayakta durması ona verilmiş destek sayesinde oldu. Bir takım ihlaller rejim tarafından yapıldı ve verilen sözlere uyulmadı.
HTŞ kendisine ait bölgeleri almak için harekete geçti ve askeri rejimin ortada olmadığı görülünce ilerleme sağlandı. Rejim askerlerinin silah bırakıp kaçtığı görülünce ortada herhangi bir güç kalmadı. Bunun arkasında Türkiye var demek meseleleri okuyamamak demektir. Suriye’yi kendilerine uydu devlet yapmak isteyenlerin girişimleri olacaktır. bir takım terör örgütlerinin burayı çökmüş devlet olmasını isteyenlerle paralel hareket edecektir. Suriye toprak bütünlüğüne saygı duyulan bir devlet olarak yoluna devam etmeli. Kimsenin sahası haline gelmemelidir.
BATI’YA SURİYE TEPKİSİ
Batılı ülkelerin mesajlarını yakından takip ediyoruz. Suriye’ye destek konusunda bir takım dipnot koyduklarını görüyoruz. Destek için oradaki Rus üslerini işin içine karıştırıyor. Bu şekilde şöyle tavır alacaksınız şeklindeki tutum doğru değildir. Orada şimdiye kadar çekilen sıkıntıların tekrar gündeme getirilmesi olur. Suriye yönetiminden adeta İskandinav demokrasisi istiyorlar, oradaki şartlar belli. Orada bir anayasal düzenin yerleşmesine dönük destek içerisinde olmak lazım. Güçlü demokrasi için yardımcı olmaları gerekir. Böyle standartlar dayatarak böyle yapmazsanız şöyle olur diyerek zaten çözülmüş meseleleri gündeme getirerek müdahalede bulunmak doğru değil. Bölge ülkelerin, batılı ülkelerin yapması gereken Suriye’ye yardımcı olmaktır. Bu kilit bur noktadır. Çeşitli toplulukların toprağını gasbetmiş terör örgütlerinin tasfiye edilmesi gerekir.
“İSRAİL’İN SURİYE’DE YAPTIĞI İŞGALDİR”
DEAŞ meselesinin çözümü için herkes elini taşın altına koymalı. Terör örgütlerine karşı terör örgütleri ile iş tutmak ilkel bir yaklaşım. İsrail, boşluktan istifade ederek, Golan’ı işgal etmeye başladı. Şam’a yakın mesafeye gelerek, askerlerin kış üslenmesine geçtiğine, yerleşim verileceğine dair hükümet kararı aldı. Bu başka egemen ülkenin toprağını işgal etmektir. Bir takım reaksiyonlarla yüzleşmek zorunda kalırlar. Yeni yönetime dönük olarak Suriye halkının refahı için mesaj vermek yerine İsrail’in güvenliği konusunda mesaj verdiklerini görüyoruz. Bu kadar hassassanız Netanyahu hükümetinin bu saldırganlıktan vazgeçmesidir. Suriye’de devlet değil rejim çökmüştür. Anlaşma yürürlüktedir. PKK YPG meselesinde ise herhangi bir terör örgütünün bir bölgeyi kontrol etmesi düşünülemez. Bir de DEAŞ’ı bahane ediyorlar.
“ENİNDE SONUNDA PKKPYD TERÖR ÖRGÜTÜ ORADAN TASFİYE EDİLECEK”
PKK’nın tünelleri dava konusu olmuş durumda. Bu projeleri sonlandırmaları gerekir. Biz terör örgütleri ile halk arasında bir ayrım yapıyoruz. Orada terör örgütlerinin yeri yoktur. PKK PYD, bir mikro Baas rejimi modelidir. Kullanışlı aparat olduğu için bu yapılıyor. Eninde sonunda PKKPYD terör örgütü oradan tasfiye edilecektir. Suriye’de kim varsa hepsinin bir araya gelerek Suriye Suriyelilerindir şiarı çerçevesinde bu yeni yönetimi oluşturmalıdır. ‘Türkiye burayı domine ediyor’ diyenler kendi niyetlerini örtbas etmeye çalışıyor.
MİT BAŞKANI KALIN’IN ŞAM ZİYARETİ
Türkiye içinde bazı çevreler HTŞ lideri neden görüştüğünü ifade ediyor. Neyin ne olduğunu sahadaki durum belirliyor. Düne kadar Esad kabili muhatap bir rejimdi ama bugün Esad yok. HTŞ bir terör örgütü olarak değerlendirilirken bugün Suriye’nin özgür geleceğine imza atan güçlerden biti olarak görülüyor. Suriye halkı Esad rejiminden kurtaran unsur olarak görüyor. Mit başkanının görüşmesi desteğimizle ilgili çalışmalarla ilgilidir. Bazı ülkelerin büyükelçiliklerin açılması için HTŞ ile temas halinde olduklarını ifade ediyorlar.
‘MİT ORADAN HİÇ ÇEKİLMEDİ’
MİT Başkanı’nın görüşmesini eleştirenlerin zihni Baas’ta kalmıştır. Suriye’de görev yapan asker ve polisimize şükranlarımızı sunuyoruz. MİT oradan hiç çekilmedi. Onlara da şükranlarımızı sunuyoruz. Özgür Bey namaz meseleleri üzerinden fazla yorum yapıyor. Allah kabul etsin denir, ötesi boş laftır. Haklı çıkmadınız şeklinde ifade kullanılıyor. Cumhurbaşkanımızın haklı çıktığının delili Suriye halkının Esad’ın gidişi sonrası şükran duygularını ifade etmek için Türk bayrağını dalgalandırmalarında görülür. Başka devletin değil sadece bizim şanlı bayrağımızı taşıyorlar. Cumhurbaşkanımız bu sürecin her aşamasında haklı çıkmıştır.