Suriye’deki halk devriminin ilk günlerinde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel‘in memleketi Isparta’daydım. Sokağa dökülen Suriyelilerin ve onlara ev sahipliği yapan Ispartalıların ortak sevincini izlerken, aklımda hep sağlık nedeniyle geldiğim Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi vardı. Ne alaka diyebilirsiniz? Yurtdışından bile sağlık için İstanbul veya Ankara gibi büyük şehirler tercih edilirken ben, eşimle birlikte Isparta’yı seçtim!
Oysa hepimizin kafasında, “Orda bir köy var uzakta” misali Anadolu’daki bir üniversite hastanesi çok uzak bir ihtimaldi. Ama gerçek öyle değilmiş. Artık Anadolu’da hem iyi hastanelerimiz hem de dünya çapında doktorlarımız var. Son yıllarda çok eleştirilse de her ile bir üniversite açılması, şehirlerin gelişmesine, dünyayla buluşmasına, gençlerin bilimle, teknolojiyle tanışmasına, sosyal ve kültürel hayatın zenginleşmesine ve ciddi katma değer üretmesine yol açtı. Aydın’dan Erzurum’a, Edirne’den Kars’a, Çanakkale’den Hakkâri’ye Anadolu’da açılan her üniversite, içinden geçtiğimiz “Türkiye Yüzyılı”nın dinamosu aslında ve gençleri önümüzdeki on yıllara hazırlıyor.
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi bunun ilk örneklerinden… 1992 yılında açılan 23 devlet üniversitesinden biri. Bugün 40 bini aşkın öğrencisi var. 2018’de SDÜ’den ayrılan Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nin öğrenci sayısı ise 30 bin civarında. Bu, 300 bin nüfuslu bir şehir için müthiş bir potansiyel.
Isparta artık bir üniversite şehri… Tarımdan teknolojiye, mühendislikten tıbba birçok alanda önemli çalışmalar yapılıyor. SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi işte bu üniversitenin halka en yakın yüzü. Oraya gitmemize vesile olan da rahmetli Deniz Baykal‘ın “Prensi” olarak tanıdığım sevgili dostum Prof. Dr. Metin Lütfü Baydar. Eski CHP milletvekili, SDÜ’nün 2004-2011 arası rektörü olan Baydar, şimdi aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı.
Birlikte hastaneyi dolaşırken inanılmaz kalabalık karşısındaki şaşkınlığımı görünce açıklama yapma gereği duydu:
“Buraya Antalya dâhil, Afyon, Burdur ve Konya gibi çok sayıda çevre illerden ve ilçelerden hasta geliyor. Şehir hastanesi de olduğu için Isparta bölgenin sağlık merkez durumunda. Hizmette iyi olunca ilgi de yoğun oluyor.”
Hastaneden sonra SDÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saltan‘la buluşuyoruz. Kısa bir sohbetten sonra kampüsü genel sekreter Denizhan Ulusan‘la dolaşıyorum. Üniversite Isparta’yı, sadece bilimin farklı dallarıyla değil aynı zamanda sanat ve kültür insanlarıyla da buluşturuyor. Bunlar arasında Halil İnalcık‘tan en son Selçuk Bayraktar‘a kadar birçok ünlü ve başarılı isim var.
Isparta Demireller kadar, gül, göl ve halının da şehri… Dünyada ağırlıklı olarak tıpta da kullanılan gül yağının yüzde 65’i bu şehirde üretiliyor. Bu coğrafya aynı zamanda göller bölgesi. Başta Eğridir Gölü olmak üzere doğaseverler için iyi bir gezi destinasyonu.
Şehri gezerken önce Suriye’de, Türkiye’nin etkili olduğu bölgelerin inşasında ciddi emeği olan ve bölgeyi bilen Vali Abdullah Erin‘le sohbet ediyoruz. Sonra da Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen‘le şehir turu yapıyoruz. İki dönemdir belediye başkanlığı yapan Başdeğirmen, son yerel seçimlerde oyunu artırarak kazanan tek AK Partili belediye başkanı. Şehri tepeden gören cam terası, restoranı ve kafeleri inanılmaz ilgi görüyor. Ama daha önemlisi şehir içindeki tüm mezbelelik, çöküntü alanlarını şelalelerin döküldüğü, temiz ve şık mekânlara dönüştürmesi.
Üniversiteleri, gölleri, gülleri ve halılarıyla Isparta, yetiştirdiği Demirel’in hatırasına sahip çıktığı gibi bugün şehre değer katanları da unutmuyor ve hakkını teslim ediyor.