Konya Büyükşehir Belediyesi Sosyal İnovasyon Ajansı tarafından, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi’nin katkılarıyla 1,5 Derece- Gençler İçin İklim Okuryazarlığı ve Haberciliği programı kapsamında İklim Yayıncılığı Forumu gerçekleşti. İklim değişikliğiyle mücadelede medya ve yayıncılığın rolü, sürdürülebilir şehircilik projeleri ve iklim çalışmalarının masaya yatırıldığı forum bugün Taş Bina Kültür ve Sanat’ta düzenlendi.
Forumda RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve CNN TÜRK Doğa ve Çevre Programları Yapımcısı Güven İslamoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Forumun moderatörlüğünü ise Doç. Dr. Oğuz Göksu üstlendi.
“ÇEVRECİ HAREKETİMİZ ARTARAK DEVAM EDCECEK”
Başkan Şahin açış konuşmasında Türkiye’nin çevre konusundaki hassasiyeti ve bu alandaki yenilikçi adımlarını vurgulayarak, “Bir Buçuk Derece Programı çerçevesinde bugün burada çok önemsediğimiz bir konu olan iklim değişikliğini ve olağanüstü anlardaki iletişim çalışmalarını ele alacağız. ‘Çevre Duyarlılığı’ ve ‘İklim Değişikliği’, ülke olarak yakından takip ettiğimiz, üzerine fazlaca kafa yorduğumuz konuların başında geliyor. Bunun için bir bakanlığımızın ismini revize ederek ‘Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ olarak yeniden düzenledik. Sayın Cumhurbaşkanımızın kıymetli eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde hayata geçirilen ve Birleşmiş Milletler (BM) dâhil artık tüm dünyada bilinen ‘Sıfır Atık Projesi’ de çevre hassasiyetimizi net olarak ortaya koymaktadır. Türkiye Yüzyılında çevreci hareketlerimiz artarak devam edecektir” dedi.
OLAĞANÜSTÜ DURUMLARDA DOĞRU HABERCİLİĞİN ÖNEMİ
Afetler ve kriz durumlarında medyanın güvenilirliğinin önemine dikkat çeken Başkan Şahin, özellikle afet anlarında bilgi kirliliği ve dezenformasyonun halkın doğru bilgiye ulaşmasını engellediğini ifade ederek şunları söyledi:
“Malumlarınız iletişim ve habercilik sektöründe afetlerle ilgili dezenformasyon haberleri sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bazen bilerek bazen de farkında olmadan bilgi kirliliği yaşıyoruz. Halkın doğru haber alma hakkı zaman zaman engellenebiliyor. RTÜK olarak bu konuda çok hassasız. Öyle ki, olağanüstü dönemlerdeki yayıncılık faaliyetlerine ilişkin yapılan yanlışları gördüğümüz an devreye giriyor, gerekli hatırlatmaları yapıyoruz.”
“BASIN ORGANLARININ GÜVENİLİR OLMASI ELZEMDİR”
Şahin, iklim değişikliğinin neden olduğu deprem, sel, yangın, fırtına ve maden kazaları gibi afetlerin toplum üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekerek “Bu anlarda yaşanılan anlık şokun ardından toplum olarak kenetleniyor devlet-millet el ele olumsuz etkileri hızlıca en aza indirmenin çabası içine giriyoruz” dedi. Afet haberciliğinde medyanın halkın yaralarını sarmak için önemli bir fonksiyon üstlendiğini dile getiren Üst Kurul Başkanı Şahin, “Basın organlarının güvenilir olması elzemdir. Bunu hem vatandaşımızın doğru bilgileri almaları adına hem de medyamızın güvenilirliğini temin etme ve itibarını yükseltme adına ısrarla gündemde tutuyoruz” diye devam etti.
“VAHŞETİN BOYUTLARI HEPİMİZİ DERİNDEN ETKİLEDİ”
Türkiye’nin dünya çapında yaşanan dezenformasyon ve yalan haber tehdidine karşı duruşunu sürdürdüğünü söyleyen Şahin, “Bir yılı aşkın süredir devam eden İsrail’in Gazze saldırıları dünyanın gözleri önünde sürerken, bu süreçte yaşanan insani dramlar ve vahşetin boyutları hepimizi derinden etkiledi. Katliamın ilk aylarında dezenformasyonun ne denli vahşice yapıldığına şahit olduk. Özellikle sosyal medyada yayılan yanıltıcı haberler, toplumlar arası çatışmaları körükleyebilecek bir tehdit hâline geldi. Ancak her zaman doğrunun yanında olan, gerçekleri söyleyen Türkiye’miz var. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’de ‘Dünya Beşten Büyüktür’ diye haykırdığı gibi, ülkemiz de mazlumlar için hakikati söyleyerek Hakk’ın savunucusu olmaya devam ediyor.” ifadelerine yer verdi.
Şahin, medyanın afetler sırasında manipülasyon ve kargaşa ortamına zemin hazırlayacak her türlü durumdan uzak durmaları gerektiğini söyledi. Şahin, “Bazı medya kuruluşlarının geçmiş yıllarda yaşanan yangın felaketlerinde başka ülkelerde çekilmiş görüntülerin Türkiye’deymiş gibi gösterilmesinin yarattığı yanlış algı yaratma, 12 ili etkileyen asrın deprem felaketinde kara propaganda ve yalan haberlerle, acı olaylar üzerine oluşan hassasiyetlerin suistimal edilmesine medya zemin hazırlamamalıdır” dedi.
Şahin, bu tür yanlış bilgilerin, toplumsal panik ve güvensizliği artırabileceğini ifade ederek medyanın, kamuoyunu hızlı, doğru ve şeffaf bir şekilde bilgilendirme sorumluluğuna sahip olduğunu vurguladı.