Trenlerin apartmanların içinden geçtiği teknelerin gökdelenler gibi yükseldiği ve haritaların yön bulmaya yetmediği bir şehir hayal edin. Çin’in güneybatısında yer alan Chongqing, sadece alışılmış şehir düzenini değil  gerçeklik algısını da zorlayan bir yerleşim yeri. ‘Dünyanın en çılgın şehri’ unvanını sonuna kadar hak eden bu dev metropol, kaotik yapısıyla görenleri hayrete düşürüyor.

32 milyonluk nüfusu, uçurum gibi yüksek kat farkları ve nehirler arasında sıkışmış binalarıyla Chongqing, klasik şehir planlamasını altüst eden bir görünüm sunuyor. Çatıdan karşıya geçerken bir anda kendinizi 22 kat aşağıya bakarken bulabilir, bir metro istasyonuna inmek için neredeyse 3 saat harcayabilirsiniz. Şehir öylesine dik yamaçlara kurulmuş ve bazı bölgelerde arabaların yön değiştirmesi için asansörler kullanılıyor. 

Yangtze ve Jialing nehirlerinin buluştuğu bu şehir, harita üzerinde yakın görünen iki noktanın aslında onlarca kat yukarıda ya da aşağıda olabileceği bir dikey karmaşaya sahip. Bu eşsiz yapısıyla Chongqing hem fiziksel hem zihinsel bir labirent gibi.

NEREYE DEĞİL HANGİ SEVİYEYE GİDECEĞİNİZİ BİLMENİZ GEREKİYOR

Restoranlar teknelerin üzerinde yükselen gökdelenlerin tepesinde, benzin istasyonları ise bazı binaların çatı katında yer alıyor. Navigasyon uygulamaları bile çoğu zaman yetersiz kalıyor çünkü burada sadece ‘nereye’ değil, ‘hangi seviyeye’ gideceğinizi de bilmeniz gerekiyor.

Şehrin sıra dışılığı sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı. YouTube’da 37 milyon takipçisi olan iShowSpeed ismiyle bilinen Darren Watkins Jr., şehri ziyaret ettiğinde, “Bu şehir gerçek olamaz!” diyerek hayranlığını gizleyemedi. Seyahat vlogger’ı Dylan Page’in Instagram’da paylaştığı Chongqing videosu ise 90 milyondan fazla izlendi.