Çiftlikköy ilçesine bağlı Kabaklı köyünde yaşayan Şirin ailesi, 1998 yılında aldıkları ormanlık alan içindeki yaklaşık 6 dönüm araziye inşa ettikleri 3 katlı evde yaşamaya başladı.
İstanbul-İzmir Otoyolu’nun 2015 yılında ulaşıma açılmasından sonra bu yolu kullanan vatandaşların sosyal medya paylaşımlarıyla dikkati çeken ev, “orman içindeki yalnız ev” adıyla ünlendi.
Köye yakın bir bölgede ormanlık alanın zirvesinde bulunan 125 metrekare alana sahip 9 odalı ev, konumuyla ilgi görüyor.
Çocukluğunun en güzel günlerini yaşadığı evi ve araziyi gezdiren 26 yaşındaki Yağmur Şirin, AA muhabirine, 1998 yılında öğretim üyesi babası ve bankacı annesinin emeklilik dönemini geçirmek üzere evi yaptırdığını söyledi.
Anne ve babasının yanında doğa ile iç içe bir arazide büyüdüğünü ve çok güzel günler geçirdiği evini çok sevdiğini anlatan Şirin, Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesinden mezun olduktan sonra İtalya’nın Milano kentine yüksek lisans için gittiğini söyledi.
Yüksek lisans sonrası İtalya’da mimarlık firmasında yüksek mimar olarak çalışmaya başladığını belirten Şirin, “Tatil için evime geldiğimde İtalyan bir iş arkadaşım beni ziyaret etti. Dedi ki ‘Yağmur tüm Türkiye senin evini konuşuyor’ ve sosyal medya linkini attı. İnsanlar teveccüh etmiş. Babamdan öğrendiğim misafirperverlik çok önemli. O yüzden herkese kapımız açık, herkesi beklerim.” diye konuştu.
“MANZARA ÖNEMLİ AMA EVİ EV YAPAN İÇERİSİNDEKİ İNSANLAR”
Şirin, sosyal medyadaki görüntüler ve otoyoldan görünümünde evin arkasının yer aldığını belirterek, bu nedenle dağın tepesinde tek bir ev şeklinde anılmaya başlandığını kaydetti.
Evin 1998 yılında 3 katlı mütevazı bir yapı olarak konumlandırıldığını dile getiren Şirin, şöyle konuştu:
“Evimiz tam olarak Taşköprü beldesinin Kabaklı köyünde. Bu kadar ilgi çekeceğini ummuyordum. İnsana huzur veren bir ev. Emekli bankacı anne ve emekli öğretim üyesi babanın kızıyım. Manzara çok önemli ama bir evi ev yapan evin içerisindeki insanlardır. Evimin en güzel tarafı kapanmaz bir Osmangazi Köprüsü panoramasına sahip olması. Bu evin tadını emekli olan annem ve babam çıkarıyor. Onlar için huzurlu bir yer olduğuna inanıyorum. Yurt dışından geldiğimde bir gün dahi evde kalsam bir ay tatil yapmış gibi hissediyorum.”
Yağmur Şirin, özellikle sosyal medyada “İnsanlar eve nasıl su taşıyorlar?” ya da “Yemekleri nasıl yiyorlar?” gibi yorumlar gördüğünü ifade etti.
Görüntünün kırsalda bir ev gibi görünmesinden dolayı yaptıkları yorumlara hak verdiğini aktaran Şirin, şunları kaydetti:
“Eve 5 dakika mesafede birçok villa, market ve köy kıraathanesi var. Sakin ama aynı zamanda hareketli bir köyde yaşıyoruz. İl merkezine ve İstanbul’a çok yakın bir yerdeyiz. Yaklaşık 15 dakikada köprüye varmış oluyorsunuz. Buraya arabayla çok rahat giriş çıkış yapabiliyorsunuz. İtalya’da çalıştığım firma bana 3 yıl sürecek bir proje teklifinde bulundu ve ben kabul ettim. Aynı zamanda annem ve babamın emeklilikte yorulması ve sosyal medyada gördüğümüz ilgiyle birlikte evi satışa çıkarmaya karar verdim. Bir daha bu araziye, ormana ve manzaraya sahip bir ev bulamayacağımın farkındayım. Bu ev bana çok fazla huzur getirdi ama artık evi yeni bir aileye teslim etme vaktinin geldiğini biliyorum. Evi alacak insanlara çok büyük şans ve huzur getireceğinden de eminim.”