Turkuaz suları, mercan resifleri ve beyaz kumlu plajlarıyla adeta bir kartpostalı andıran Nauru, Pasifik Okyanusu’nda yer alan küçük ama tarih açısından büyük bir ada ülkesi. Tatil merkezleri arasında adı sık geçmese de bu minik ada bir dönem dünyanın en zengin ülkesi olarak anılıyordu. Ancak bugün, doğal kaynaklarının tükenmesiyle birlikte hem çevresel hem ekonomik bir krizle yüzleşiyor.

ZENGİNLİĞİN ARDINDAN ÇÖKÜŞ GELDİ 

Mikronezya bölgesinde bulunan ve sadece 8,1 mil karelik bir alanı kaplayan Nauru, 20. yüzyılın başlarında keşfedilen büyük fosfat yatakları sayesinde olağanüstü bir zenginliğe ulaştı. 1907 yılında başlayan madencilik, uzun yıllar boyunca İngiliz, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı şirketlerin kontrolünde sürdü. Ancak 1968’de bağımsızlığını ilan eden Nauru, madenlerin yönetimini devraldıktan sonra kısa sürede ekonomik bir patlama yaşadı.

1980’lerde kişi başına düşen geliri, bazı Körfez ülkelerini bile geride bırakmıştı. Devlet, vatandaşlarının yurt dışında sağlık hizmeti almasını sağlıyor, eğitim ve ulaşım masraflarını karşılıyordu. Vergi neredeyse yoktu. Lüks tüketim alışkanlıkları sıradan hale gelmişti. 

FOSFAT BİTTİ, ADA ÇÖKTÜ

Bu refah dönemi uzun sürmedi. 1990’lara gelindiğinde fosfat rezervleri büyük oranda tükenmişti. Onlarca yıl süren yoğun madencilik, adanın yaklaşık yüzde 80’lik yüzeyini yaşanmaz hale getirdi. Engebeli kireç taşları ve boşalan topraklar, adanın iç kesimini adeta terkedilmiş bir alana dönüştürdü. Deniz yaşamı da bu süreçten zarar gördü; çevresel kirlilik nedeniyle yerel türlerin yüzde 40’ı yok oldu.

BİRÇOK YÖNTEM DENENDİ

Kaynaklarını yitiren Nauru, ekonomik çöküşe direnmek için radikal adımlar attı. Bir dönem vergi cenneti olarak kullanıldı, ‘altın pasaport’ uygulamasıyla yabancılara vatandaşlık satıldı. Daha sonra ise Avustralya ile yapılan anlaşma kapsamında, iltica başvurusunda bulunan mültecileri barındırmak için Nauru Bölgesel İşleme Merkezi kuruldu.

Son olarak 2025 yılında yükselen deniz seviyeleri nedeniyle kıyı bölgelerini terk etmeye hazırlanan ülke, taşınma maliyetini karşılamak amacıyla vatandaşlık satış programını yeniden başlattı.