İBB Meclisi nisan ayı toplantılarının üçüncü oturumu, Meclis 2. Başkanvekili Gökhan Gümüşdağ’ın başkanlığında Saraçhane’deki belediye binasında yapıldı.
Mecliste, İBB Başkanvekili Nuri Aslan’ın 2024 yılı faaliyet raporunu sunmasının ardından, grubu bulunan siyasi partilerin başkanvekilleri söz aldı.
BBP Grup Başkanvekili Dursun Çağlayan, İBB’nin açtığı Kent Lokantaları konusunun son dönemde İstanbul’un gündeminde geniş yer tuttuğunu söyledi.
İstanbul’da bugüne kadar 17 Kent Lokantası açıldığını hatırlatan Çağlayan, kentte İBB ile 26 ilçenin belediyesinin CHP’li olduğunu belirterek, “Dolayısıyla ben İstanbul’da 17 tane Kent Lokantası’nın hakikaten anlatılacak, abartılacak bir hizmet olduğunu düşünmüyorum. Bunun süratle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 170’lere, 200’lere çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Kentteki deprem ve kentsel dönüşüm çalışmalarına değinen Çağlayan, deprem riskine dikkati çekerek KİPTAŞ’ın çalışmalarını hızlandırılması gerektiğini belirtti.
İstanbul’un sadece coğrafi bir alan değil, aynı zamanda medeniyetlerin buluşma noktası olduğunu dile getiren Çağlayan, “İstanbul’un sorunlarının çözümü sadece 16 milyon İstanbullunun değil, 86 milyon vatandaşımızın geleceğini etkiliyor.” ifadesini kullandı.
Çağlayan’ın konuşmasının ardından Meclis 2. Başkanvekili Gümüşdağ, “Kent Lokantası konusu hassas bir konu. Bir çizgiyi belirlememiz lazım. Yani her yere 500 tane lokanta açsak bu sefer bütün esnafı batıracağız.” dedi.
“YOLSUZLUK SORUŞTURMASINDAKİ İDDİALAR AHLAKEN VE SİYASETEN İZAHA MUHTAÇ”
MHP Grup Başkanvekili Orkun Ayhan, İBB’nin önünde eylem yapan özel halk otobüsü esnafının parasının ödenmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İBB’ye yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturmasına değinen Ayhan, bu soruşturmadaki bazı iddiaların ahlaken ve siyaseten izaha muhtaç olduğunu kaydetti.
Ayhan, “Basında da yer alan, soruşturma konusuna da giren iddialardan biri 2 milyar liralık yani eski parayla 2 katrilyonluk 3 villa meselesi. Bu mesele bence ahlaken ve siyaseten konuşulması, açıklığa kavuşturulması gereken bir konu. İddia şudur; Ali Nuhoğlu isminde bir şahıs var ve bu şahsın Nuhoğlu İnşaat isminde bir şirketi var. Bu şirketin son bir yıl içinde İBB’den yaklaşık 8 milyar liralık ihale almış olduğu söyleniyor.” diye konuştu.
Ali Nuhoğlu’nun, 25 Mart 2021’de Güllüce Tarımcılık isminde 50 bin lira sermayesi olan bir şirket kurduğunu anlatan Ayhan, şöyle konuştu:
“Güllüce Tarımcılık şirketi kurulduktan 19 gün sonra 13 Nisan 2021 tarihinde Sarıyer’de denize nazır 3 adet lüks villayı, buraya lütfen dikkat 31 milyon lira karşılığında satın alıyor. Güllüce Tarımcılık, 2021-2022-2023 yıllarında başka hiçbir ticari faaliyette bulunmuyor. 1 Mart 2024 tarihinde yani yaklaşık 3 yıl sonra Nuhoğlu İnşaat şirketinden gelen para ile buraya da lütfen dikkat 46 milyon liralık sermaye artırımı yapıyor. Bu tarihten 6 gün sonra Güllüce Tarımcılık şirketi, 15 milyon lira bedelle İmamoğlu İnşaat’a satılıyor. Yani İmamoğlu, 3 ultra lüks villanın sahibi Güllüce Tarımcılık şirketini 15 milyon liraya satın alıyor. Yani Ali Nuhoğlu, 2021’de 31 milyon lira ödeyerek satın aldığı 3 tane lüks villayı tam 3 yıl sonra şirketinin sermayesini de 46 milyona çıkararak, İmamoğlu’na 15 milyon liraya satıyor. Sattığı gün de bu villaların gerçek değerinin yaklaşık 50 milyon dolar olduğu ifade ediliyor. Gördüğünüz üzere adam tam bir ticari deha.”
Ayhan, bu olayların 2024 yerel seçimlerinden bir ay önce gerçekleştiğini kaydederek, “Hatırladığınız gibi Ekrem İmamoğlu mal beyanında bu villaları göstermiyor. Bu villa meselesi bununla da kalmıyor. Villaların önünde güzel bir arsa var. O arsa da vatandaşlara ait sanırım. Yani oraya da villa yapılabilir. Güzelim İstanbul’da kamulaştırılması acil ve gerekli olan başka arsa kalmamış gibi İBB bu arsayı, 156 milyon lira ödeyerek kamulaştırıyor. Böylelikle 3 villamızın önünün kesilmesi engellenmiş oluyor. Tabi değerine değer kattığını herhalde söylememe gerek yoktur. An itibarıyla bu villaların değerinin 50 milyon doların üzerinde olduğu söyleniyor. Hakikaten Başkanımızın daha önce de dediği gibi ‘İstanbul nimet, nimet arkadaşlar.” ifadelerini kullandı.
“İmamoğlu bu eylemden dolayı İhaleye fesat karıştırmaktan, rüşvetten, irtikaptan, vergi usulsüzlüğünden, ceza alır ya da almaz. Bu tarafsız ve bağımsız yargının konusu. Benim konum değil. Benim konum bu işin siyasi ve ahlaki sonuçları.” diyen Ayhan, “Anlamayanlar hala anlamak istemeyenler için işin özü şudur; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, milyarlarca liralık ihale vermiş olduğu Nuhoğlu’na ait bir şirket ile kendi özel aile şirketi arasında ticari ilişki geliştirmesidir. Yapılan işlemler usulüne uygun mu değil mi, ihaleye fesat karıştırma var mı yok mu, rüşvet suçu gerçekleşmiş mi gerçekleşmemiş mi ben onları bilmem. Bildiğim bir şey varsa bu ilişki ağı siyasi ahlakla bağdaşmaz.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ, HUKUK DEVLETİ İLKESİNE BAĞLI BİR ŞEKİLDE YÖNETİLMEKTEDİR”
Ayhan, İBB uygulaması İstanbul Senin’de kişisel bilgilerin ele geçirilmesi konusuna değinerek, şunları söyledi:
“Dosyaya giren ses kaydına baktığımızda olayın ne derece vahim bir boyutta olduğu anlaşılmıştır. Adeta bir ajanlık faaliyeti gibi, vatandaşların kişisel bilgileri, siyasi eğilimleri, telefonlarından hangi dosyalara baktıkları gizli bir şekilde kaydedilmiş, hatta belirsiz yerlere bu bilgilerin satılmış olduğu iddiası vardır. İstanbulluların ve becerebilmişlerse Tüm Türkiye’nin kişisel verileri bu ekibin eline geçtiği iddia edilmektedir. Biliniz ki bu verilerin nereye gönderildiği de dahil, başkaca kimlerin eline geçtiği de dahil bu konu milli güvenlik meselesidir.”
İBB Başkan Danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’dan bahseden Ayhan, “Soruşturma sayesinde kendi beyanına göre söylüyorum aylık geliri 350 bin lira olan bu arkadaşın ultra lüks bir villada kiracı olarak oturduğunu öğrendik. Öyle ki evin içinde asansör bile var, o kadar lüks. Gerçi lüks diyorum ama Ekrem Bey’in oturduğu sarayın yanında sanırım sönük kalıyor. Tabii doğal olarak yolsuzluk, rüşvet soruşturmasında adı geçen bu şahsın, bu kadar lüks bir evde aylık 300 bin lira vererek nasıl oturduğu konusu gündem oldu.” ifadelerini kullandı.
Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi çevresinde ortaya atılan ve yetkili mercilerce soruşturulan yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları, yalnızca bir yerel yönetim meselesi olmaktan çıkmış, kamu kaynaklarının kullanımı, şeffaflık ve kamu vicdanının muhafazası gibi hayati değerlerle doğrudan ilişkilendirilmiştir. Ne yazık ki bu süreçte bazı siyasi aktörler cambaza bak taktiği izleyerek, hukuki süreci sabote etmeye çalışmakta, sokakları tahrik unsuru haline getirerek, toplumsal tansiyonu yükseltmeyi tercih etmektedir. Bu tutum, milletimizin demokratik olgunluğuna ve devletimizin kurumsal itibarına zarar vermektedir. Unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti, hukuk devleti ilkesine bağlı bir şekilde yönetilmektedir. Hukuki süreçler, bağımsız ve tarafsız yargı organlarımız tarafından yürütülmekte, hak arama yolları ise sonuna kadar açıktır.”
Mecliste konuşmaların ardından İBB’nin 2024 yılı faaliyet raporu 97 ret oyuna karşılık 158 oyla kabul edildi.