CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yozgat’ta düzenlenen ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi’ne katıldı. Yozgatlı çiftçilerin traktörlerle yaptığı konvoya katılan Özel, miting alanına traktör kullanarak geldi. Özel, Yozgatlılarla kucaklaşmaya geldiklerini belirterek, “Yozgatlı çiftçiler, 2 Nisan günü artık kendilerine yapılan zulme, haksızlığa, ürünlerinin para etmemesine, tepki gösterdi. Yozgatlılar bir de baktılar ki birileri sandığı da ellerinden almaya, seçme hakkını ellerinden almaya, bir Cumhurbaşkanı belirlemek için sandık başına gitmeye gün sayarken, adaylarını ellerinden almaya, Ekrem İmamoğlu’nu, geleceğin Cumhurbaşkanı’nı ellerinden almaya kalktılar. O gün İstanbul ayağa kalktı, Türkiye ayağa kalktı. Sandılar ki Yozgat’tan ses gelmeyecek. O traktör konvoyu, traktörlerin kornaları Yozgat’tan bütün Türkiye’ye duyuldu. Bir ezber bozuldu. Yozgat onlara oy verdi diye, onlar Yozgat’ı çantada keklik sandılar. Bilmezler ki artık Yozgat uyanmıştır, bu millet uyanmıştır” dedi.
‘KARDEŞ PAYI YAPACAĞIZ’
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından traktör konvoyu yapan Yozgatlı çiftçilere trafik cezaları kesildiğini söyleyen Özel, “Çiftçiye sahip çıkması, destek yollaması gerekenler, çiftçilere o traktörler güya trafik güvenliğini tehlikeye atıyor diye ceza tebligatları postaladılar. Her birimiz bunu görünce içimiz sızladı. Biz her birimiz bunu görünce, ‘Bunu hak etmediler, biz bunu sahiplenmek istiyoruz’ dedik. İl Başkanımı aradım, ‘O çiftçilere ulaşalım, cezalarını ben üstleneceğim’ dedim. Ardından da Silivri Cezaevi’ne ziyarete gittim. Her seferinde özlemle sarılırken, bu sefer aramızda bir tartışma çıktı. Dedi ki; ‘Genel Başkanım oldu mu şimdi?’ Dedim ‘Ne oldu’, Dedi ki; ‘Traktörler bana destek için çıktı. Ben bu cezaları ödeyeceğim, demiştim. Bir baktım televizyonda, Genel Başkan ödeyecek, diyor. Nasıl olacak şimdi?’ Dedim ki; ‘Ekrem Başkan biz seninle bugüne kadar hiç tartışmadık, hiç ayrı düşmedik. O zaman aramızdaki kardeşlik hukukuna göre bunu da kardeş payı yapacağız. Yarısı benden, yarısı senden’ İşte bugün o çiftçi kardeşlerimin, ağabeylerimin, ablalarımın davetiyle buraya geldim” ifadelerini kullandı.
‘TESLİM OLMAYACAĞIZ’
Merkez Bankası tarafından 1,9 trilyon lira değerinde rezerv satıldığını söyleyen Özel, “Yozgat Belediyesi’nin 2025 bütçesinin 680 katı. Yozgatlılar bu belediyenin 365 gün size yaptığı bütün hizmetleri toplayın, bütün yaptığı işleri toplayın. 680 katını Ekrem Başkan’ı içeri attıkları için Hazine’den yaktılar. Çiftçilerin, Türkiye’deki bütün çiftçilerin bankalara, bütün borcunu faiziyle birlikte yarın sabah kapatsan 1 trilyon lira. Bugün çiftçilere 1 trilyon lira versen, yakılan paranın yarısı bile değil. Bütün çiftçilerin, bütün borçlarını 1 trilyonla kapatıp kalan parayı bölüştürsen, her çiftçiye 412 bin lira para veriyorsun. Çiftçilerin tamamının borcunu bitirip, üstüne 400 bin lira kadar verebilecek kadar parayı sırf rakibini elemek için, rakibini karalamak için, Ekrem İmamoğlu’ndan kurtulmak için harcadı. Aklınızı başınıza alın. Ekrem Başkan’ın namusuna kendi namusumuz kadar kefiliz. Namuslu hakimlere, namuslu savcılara bütün saygımızla birlikte bu iftiracılara, bu yalancılara teslim olmayacağız” dedi.
‘VİCDANI DA DONMUŞTUR’
Çiftçilerin, zirai don sonucu ürünlerini kaybettiklerini ifade eden Özel, “Bu don felaketinde yurdun dört bir yanında cevizinden üzümüne, elmasından pancarına, fındığından çayına, zeytinine, narenciyesine kadar tüm ürünler zarar gördü. Çiftçiler bekledi; bir destek, bir iyi ses bekledi. Ama maalesef devletin şefkatli elini görmek yerine Erdoğan, ‘Birkaç bölgede, bazı meyvelerde sıkıntı görülüyor. Korku salmak için manipülasyon yapıyorlar’ dedi. Afet bölgesi ilanına, zararların karşılanması talebine asla ve asla ses çıkarmadılar. TARSİM’i hedef gösterdiler. Ancak beş tarladan biri TARSİM’li, dördü değil. Maalesef Tayyip Erdoğan bunları duymuyor. Maalesef don sadece havada değil, Tayyip Erdoğan’ın vicdanı da donmuştur, kalbi de donmuştur. Biz çiftçimizi kaderine terk etmeyeceğiz. Hızla tespitlerin yapılmasını, TARSİM’li olanın TARSİM’den, olmayanın Hazine’den zararlarının karşılanmasını, çiftçilerimize devletin sahip çıkmasını savunuyoruz. Bundan sonrası için de aynı beklentiyi ifade ediyoruz” dedi.
‘HIZLA KANAL İSTANBUL PROJESİNE GİRİŞTİLER’
Kanal İstanbul tartışmalarına da değinen Özel, “Ekrem Başkan’ın içeride olmasından istifade ile bir kez daha Katarlılara verdiği sözü tutmak için seçimden önce sorulduğunda ‘Kanal İstanbul gibi bir şeyimiz yok’ diyen, yani İstanbullunun kanal istemediğini bilip yalan söyleyenler, hızla Kanal İstanbul projesine giriştiler. İstanbul’un su içtiği Sazlıdere’yi su kaynağı olmaktan çıkardılar, çevresini imara açtılar. Onlarca müteahhit firmayı davet edip, 24 bin konutun inşaatına telaşla başladılar. İstanbul’u kazanırken Ekrem Başkan ne demişti? ‘Ya kanal ya İstanbul’ İstanbullular kanalı değil, İstanbul’un geleceğini, Ekrem Başkan’ı tercih etmişlerdi. ‘İstanbul’un muhafızı’ şu anda Silivri’de yatsa da İstanbul’u korumaya, İstanbul’a sahip çıkmaya devam ediyor. Buradan biz de Ekrem Başkanımızla birlikte diyoruz ki ‘İstanbul’un istemediği o kanalı yaptırmayacağız. İstanbul’a hançer vurdurtmayacağız’” ifadelerini kullandı.
‘ÜLKENİN TÜM RENKLERİ TÜRKİYE’NİN GÜCÜDÜR’
Yapılanların haksızlık olduğunu ve sonuna kadar direneceklerini belirten Özel, devamında şöyle konuştu:
“Bu meydanın sesi de emin olun hem Silivri’ye kadar gidiyor, Ekrem Başkan’ın gözleri doluyor. Arkadaşlarımızın gözleri doluyor. Hem de bu sesler Beştepe’ye kadar gidiyor, bu zulmün sonuç vermediğini herkes görüyor. Bundan sonra da demokrasiye sahip çıkmaya var mıyız? Ekrem Başkan’ı çıkarana kadar mücadeleye var mıyız? İmza kampanyasına imzaları hızlı atmaya devam ediyoruz. Dünyanın en büyük imza kampanyasıyla Türkiye’deki seçmenlerin yarısından bir fazlasının imzasını alarak, o imzaları notere tespit ettirerek dünyaya ilan edecek Erdoğan’a güvensizlik oyu verecek ve şöyle sesleneceğiz; ‘Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.’ O zaman hep birlikte kampanyaya sarılmaya devam edeceğiz. Namusumuz ve şerefimiz üzerine ant içeriz ki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı, demokrasiyi getirecek, özgürlükleri getirecek, kimsenin ne yaşam biçimine müdahale edecek ne de kimsenin geleceğinden endişeleneceği hiçbir kısıtlama olmayacak. Zaten bu iktidar bu yalanla, bu iftirayla, sizi yoksulluğa, işsizliğe mahkum etmeye ve katlanıp yine de bunlara oy vermenize uğraşıyor. Avrupa Birliği’ndeki ülkelerin hangisinde açlık sınırının altında asgari ücretli var? Sen de olmayacaksın. Hangisinde açlık sınırının yarısına en düşük emekli maaşı var? Sen de olmayacaksın. Avrupa Birliği’ndeki zenginlikler de özgürlükler de bizimle birlikte olacak. Kimsenin ne inancına ne yaşam biçimine kimse ilişmeyecek. Üniversitede arkadaşları başörtülü diye sınıfa sokulmadığında onlarla birlikte eylem yapan Özgür Özel var partinin başında. Kimsenin endişesi olmasın. Türk’ü ile Kürt’ü ile Laz’ı ile Çerkez’i ile bu ülkenin tüm renkleri Türkiye’nin gücüdür. Atatürk bu renkleri, bu güzel mozaiği, çok güçlü bir harçla birbirine tutturmuştur. Biz birbirini seven, birbirine güvenen, birbirine inanan insanlar olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni 100 yıl sonra bir kez daha ayağa kaldıracağız. Size söz veriyorum biz haklıyız, biz başaracağız, hep birlikte biz kazanacağız.”