Zorbalık videoları arttı, endişe büyüyor: Uzmanlar uyarıyor: “Akran zorbalığına karşı çocuğunuzu takip edin”


Türkiye’deki okullarda akran zorbalığı yapan ve bu zorbalığa maruz kalanların sayısı her geçen gün artıyor. Yaşıtlarına zorbalık yapan gençler, dayak attıkları ve bu anlarla ilgili gülüp eğlendiklerini gösteren videoları ise sosyal medya paylaşımlarında yayınlıyor. SABAH, alanında uzman psikologlara akran zorbalığına maruz kalan çocukların aileleri, öğretmenleri ve çocuklar ise bu durumla nasıl baş etmesi gerektiğini sordu.

“ZORBALIĞI ÖNLEMEK İÇİN ÇOK YÖNLÜ BİR YAKLAŞIM GEREKİYOR”

*Klinik Psikolog Dr. Rukiye Karaköse: “Ergenlik döneminde akran zorbalığı, psikososyal ve çevresel birçok etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir durum. Bu dönemde gençte sosyal onay gereksinimi, kimlik inşası ve aidiyet duygusu oldukça şiddetli olabiliyor. Akran zorbalığına yönelen ergenler, çoğunlukla yetersizlik duygularını gidermeye çalışırken, güç gösterileriyle de kendilerini sosyal gruplarına kabul ettirmeye çalışabiliyorlar. Zorbalığı tetikleyen önemli etkenler aile içi şiddet, ihmal, istismar, düşük empati ve sorun çözme becerisinin gelişmemiş olmasından kaynaklı. Bunun yanı sıra sosyal medya ve dijital mecralar da zorbalığın yeni biçimlerini üreterek ve ergenler arası güç dengesizliklerini pekiştirebiliyor. Zorbalığı önlemek için sistematik ve çok yönlü bir yaklaşım gerekiyor. İlk olarak okullarda güvenli bir psikososyal ortam oluşturulmalı, rehberlik birimleri ve öğretmenler bu konuda eğitilmeli. Empati becerisinin erken yaşlardan itibaren geliştirilmesi, öğrenciler arasında sağlıklı bir iletişimin inşa edilmesi ve farkındalık artırıcı çalışmalarının yapılması son derece önemli. Ailelerin çocuklara sağladığı duygusal iklim çok önemlidir. Çocuklarla açık iletişim kurmaları, duygusal gereksinimlerini fark edip karşılamaları ve çocuklarının sosyal ilişkilerini takip etmeleri de oldukça önem arzeder. Bununla birlikte, zorbalık yapan çocuk ve gençlerin de ihtiyaç duydukları psikolojik desteğe erişmeleri sağlanmalı; sadece mağdurlar değil, zorbalığı yapan çocuk ve gençler de bir ıslah ve destek sürecine dâhil edilmelidir.”

“MAĞDUR OLAN ÇOCUĞA TERAPİ, AİLE İLE İŞBİRLİĞİ SÜRECE DÂHİL”

*Klinik psikolog Zeynep Şahin Kayhan: “Akran zorbalığı bir veya birden çok çocuğun diğer çocuğa sözel fiziksel veya siber aşağılayıcı dışlayıcı ya da zarar verici davranışlar sergilemesine denir. 2006 yılında ilkokullarda yapılan bir araştırmaya göre her üç çocuktan biri zorbalığa uğruyor. Birçok faktör belirleyici olabiliyor. Örneğin aile içi istismar veya ihmal çocuklarda kurban ya da zorba rolüne girme riskini artırıyor. Aile içi iletişimin az olması ve reddedici ebeveyn tutumları da çocukların başkalarına karşı olumsuz tutumlar geliştirmesine neden olabiliyor. Çevresel faktörler de belirleyici olabiliyor. Örneğin çocukların eğitim aldıkları okulun iç dış ekolojik özellikleri, daha fazla hareket ihtiyaçlarının karşılanmaması, kültürel faaliyetlerin artırılmaması ve elbette çocukların oynadıkları oyunlar ve maruz kaldıkları ekran görüntüleri de bu sorunu besleyici olabiliyor. Özellikle erken yaşta tablet telefon kullanımı ve denetimsiz verilmesi çocukların şiddet davranışlarına kaymasında önemli rol oynuyor. Akran zorbalığını önlemede mağdur olana dair de zorba olan çocuğa da destek vermek gerekiyor. Mağdur olan çocuğa dair terapi desteği, aile desteği konusunda psikoeğitim verilmeli ve kesinlikle bu durum hafife alınmamalı. Yine zorba olan çocuğa da terapi desteği verilerek daha sonra ki süreçlerde davranışlarının düzelmesine dair hedefler belirleyerek aile ile işbirliği sürece dahil edilmeli. Toplum düzeyinde de zorbalık karıştı programlar bilinçlendirici çalışmalar, okullarda çocuklara davranış eğitimleri-atölyeleri empati ve sosyal becerileri geliştirmeye dair çalışmalar artırılmalı.”



Notice: ob_end_flush(): Failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/wphaberbotu/public_html/wp-includes/functions.php on line 5471