SABAH’ın yaptığı araştırmalara göre, bu olağanüstü görüşme trafiği tek bir amaca yönelikti: Yıldız’a İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği itirafçı ifadesini geri çektirmek.
AVUKATLAR ARASINDA BAŞKA İSİMLER OLSA DA, KOORDİNASYON İKİ KİŞİDE: KEMAL POLAT VE MEHMET PEHLİVAN
Yürütülen soruşturma kapsamında Silivri Cezaevi ziyaret kayıtları, giriş-çıkış saatleri ve içerik analizleri mercek altına alındı. Sadece 3 gün içinde yapılan 37 avukat görüşmesinin tamamında doğrudan ya da dolaylı olarak Ekrem İmamoğlu’nun avukatları Kemal Polat ve Mehmet Pehlivan’ın bizzat organizasyonu yürüttüğü belirlendi. Polat ve Pehlivan’ın sadece kendileri değil, birçok farklı avukatı yönlendirerek Yıldız’a baskı kurmaya çalıştığı iddia ediliyor.
Görüşmelerin tamamı cezaevi kamera kayıtlarıyla tespit altına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu yoğun avukat trafiğinin yalnızca savunma faaliyetiyle açıklanamayacağını, bu ziyaretlerin “tanık baskısı” oluşturmak amacı taşıdığı yönünde ciddi bulgulara ulaştı.
AMAÇ: TANIĞIN İFADESİNİ GERİ ÇEKTİRMEK – BASKIYA KARŞI DİRENİŞ
Ertan Yıldız’ın ifadesine göre, avukatlar kendisine savcılıkta verdiği beyanların “baskı altında alındığını” belirten önceden hazırlanmış bir metni imzalatmak istedi. Ancak Yıldız bu teklifi reddetti.
Hassas bir kaynağa göre:”Cezaevinde savunmadan çok, yönlendirme faaliyeti yürütülmüş. 3 günde 37 görüşme, tanığın beyanından dönmesini sağlamak için planlı biçimde yapılmış. Ancak Yıldız bu baskılara direndi.”
TCK 277 DEVREDE: TANIĞI ETKİLEMEYE TEŞEBBÜS SUÇU SORUŞTURULUYOR
Yürütülen bu girişim, Türk Ceza Kanunu’nun 277. maddesi kapsamında “yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs” suçu olarak değerlendiriliyor. Başsavcılık, Polat ve Pehlivan hakkında bu kapsamda resmen soruşturma başlattı. Cezaevi içi ve avukat görüşme odalarındaki görsel ve sesli kayıtlar, savcılığın talebiyle detaylı biçimde inceleniyor.
TCK 277. Madde: “Tanık, bilirkişi, savcı veya hâkimi etkilemek amacıyla hukuka aykırı her türlü müdahalede bulunan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” Yetkililer, bu durumun yalnızca bireysel bir müdahale değil, tanığın iradesine karşı örgütlü ve sistematik bir yönlendirme girişimi olduğunu belirtiyor.
ÖNCEKİ İTİRAF: ÖZYURTLAR VE İBB İLİŞKİSİ
Ertan Yıldız, soruşturma kapsamında daha önce verdiği ifadede, Özyurtlar İnşaat başta olmak üzere bazı firmaların iştirakler üzerinden değil, İBB Fen İşleri gibi doğrudan daireler üzerinden kamuya iş alacak şekilde desteklendiğini söylemişti. Yıldız, bu yapıların Ekrem İmamoğlu döneminde siyasi-finansal çıkar ilişkileriyle beslendiğini öne sürmüştü: “İştiraklerdeki direnci aşamayınca, işler Fen İşleri üzerinden Özyurtlara kaydırıldı. Bu kararların en üst düzeyde izlendiğini biliyorum.”
SORUŞTURMA GENİŞLİYOR: İTİRAFÇIYA BASKI ZİNCİRİ, YARGININ MERKEZİNDE
Soruşturmada şu an itibariyle sadece Ertan Yıldız’a değil, benzer ifadeler verebilecek başka kişilere de dolaylı baskılar oluşturulup oluşturulmadığı araştırılıyor. Savcılığın talimatıyla, tüm cezaevi ziyaretçi trafiği, avukat vekalet zincirleri ve görüşme içerikleri inceleniyor. Ayrıca avukatlar dışında “ziyaretçi” statüsünde giren kişilerle yapılan görüşmeler de değerlendirilmeye alındı.