İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Entek, Opet ve Tüpraş sponsorluğunda 20 Ekim – 22 Kasım 2025 tarihleri arasında düzenlenecek 29. İstanbul Tiyatro Festivali, eylülde açıklanacak programından ipuçları vermeyi sürdürüyor.
Programda yer alan uluslararası gösterilerden bir tanesi daha açıklandı. Geçtiğimiz yıl Edinburgh Festivali’nde kapalı gişe oynayan, Perulu topluluk Teatro La Plaza’nın kurucusu ve sanat yönetmeni Chela De Ferrari imzalı Hamlet, Türkiye’de ilk kez 24-25 Ekim’de Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde DenizBank’ın Erişilebilir Sanat Partnerliğinde izleyiciyle buluşacak. Shakespeare’in eserinden serbest bir uyarlama olan ve izleyenlerin uzun süre etkisinden çıkamadığı oyun, İKSV ve DenizBank’ın, kültür ve sanatı toplumun tüm kesimleri için erişilebilir kılma hedefiyle başlattığı Erişilebilir Sanat Partnerliği kapsamında sahneye taşınan ilk prodüksiyon olacak.
Hamlet bu kez izleyicilere kolektif bir varoluş hikâyesi sunuyor
Shakespeare’in zamana ve coğrafyaya meydan okuyan klasiği Hamlet’in bugüne dek Peru, İspanya, Fransa, Belçika ve Çin başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında defalarca sahnelenen bu uyarlamasında karakterlere Down sendromlu sekiz oyuncu hayat veriyor.
Yenilikçi yaklaşımıyla dünya çapında adından övgüyle söz ettiren yönetmen ve yazar Chela De Ferrari’nin bu uyarlaması, Hamlet’in “Olmak ya da Olmamak” monoloğundan hareketle, günümüzün gelenek ve normlarını sorguluyor. Shakespeare’in klasik eserine farklı bir yorum getiren uyarlamada, Down sendromlu bireyler kendi hikâyelerini sahneye taşıyor. Farklılıkları yok sayan konformist yaklaşımları eğlenceli ve esprili bir dille eleştiren yapım, ortak duygularımızı yüceltirken bireysel farklılıklarımızla var olmanın ve bu şekilde bir arada durmanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Hamlet’in bu uyarlamasını yenilikçi kılan, orijinal metnin ruhuna sadık kalırken bir yandan da bu öykünün 21. yüzyılda nasıl yeni bir anlam bulabileceğini keşfe çıkması. Sahnedeki sekiz oyuncu, Hamlet’in hikâyesini kendi arzuları ve hayal kırıklıklarıyla harmanlayarak izleyiciye sunuyor. Bu yorumda Hamlet, sadece acı çeken bir figür değil; sorgulayan, direnç gösteren, mücadele vererek kendi sesini bulan, var olmakta ısrar eden bir karakter. Oyuncular hikâyelerini kimi zaman insanın içine işleyen sözlerle, kimi zaman protest şarkılar veya fiziksel tiyatro öğeleriyle anlatıyor.
Oyunculukta “kusur” olarak kabul edilecek konuşma zorlukları, uzun duraklamalar ve teklemeler, sahnede başlı başına güçlü ifade araçlarına dönüşüyor. Hamlet’in bu versiyonu, izleyicilere temsilin farklı yollarını düşündürürken güzelliği bazen daha önce hiç bakmadığımız yerlerde, hiç görmediğimiz biçimlerde bulabileceğimizi hatırlatıyor. Hamlet rolü birden fazla oyuncu arasında dönüşümlü olarak canlandırılıyor; Ophelia karakteri üç farklı oyuncunun performansıyla hayat buluyor. Bu yaklaşım, anlatıyı birey merkezli bir dramdan kolektif bir varoluş hikâyesine dönüştürüyor.
İKSV Erişilebilir Sanat Partneri DenizBank iş birliğiyle festivalde kapsayıcılığın artırılmasına yönelik yeni adımlar atılıyor.
29. İstanbul Tiyatro Festivali programında yer alacak Hamlet, İKSV Erişilebilir Sanat Partneri DenizBank’ın desteğiyle izleyicilerle buluşuyor.
İKSV etkinliklerinde kapsayıcılık ve erişilebilirliğin artırılmasına yönelik bu yeni iş birliği çerçevesinde, 29. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında Türkiye Down Sendromu Derneği danışmanlığında, down sendromlu bireylerin katılımıyla çeşitli kültür-sanat etkinlikleri de gerçekleştirilecek. Ayrıca Hamlet gösterisi başta olmak üzere festival mekânlarında uygun olan alanlarda fiziksel veya nörogelişimsel farklılıkları olan engellenen bireylere becerileri doğrultusunda üstlenecekleri görevlerde süreli istihdam sağlanacak.
Teatro La Plaza ve Chela De Ferrari hakkında
Teatro La Plaza’nın sanat yönetmenliğini 21 yıldır sürdüren Chela De Ferrari, Peru’nun en gözde yönetmenlerinden biri. Beklentilere odaklanmadan, insanların gerçeklerini sahneye taşımak isteyen Chela De Ferrari, farklı yeteneklere sahip bireylerle olan çalışmalarıyla öne çıkıyor. Sahnede izlemeye alışık olmadığımız farklılıkları eserin bir parçası hâline getirerek, seyirciye değişik bakış açıları sunmakla kalmayıp algılarını değiştirmelerini sağlıyor.
Oyunlarıyla alternatif toplumsal perspektifler sunmayı misyonu hâline getiren Teatro La Plaza 2003’te Peru’da kuruldu. Tiyatro sahnesinde nadiren karşılaştığımız bakış açılarını cesurca seyircilerle buluşturan topluluk, sadece çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi prensiplerle ilgili farkındalık yaratmakla kalmayıp üretimlerinde bu prensiplerin hayata geçtiği, normları yıkan, yepyeni dünyalar da kuruyor. 2019’da Down sendromlu gençlerle ürettikleri Hamlet de bu çalışmalarından biri.
Biletler 25 Temmuz’da satışta
Teatro La Plaza’nın Hamlet gösterisinin biletleri, sınırlı sayıda avantajlı dönem fiyatlarıyla, 25 Temmuz Cuma saat 10.30’dan itibaren; satışa açılacak. Öğrenciler bu gösteriler için Eczacıbaşı Genç Bilet ile biletlerini 30 TL’ye alabilecekler.
İKSV Lale Kart Üyeleri için indirimli ön satışlar 23 Temmuz’da
İKSV tarafından 2002 yılından bu yana sürdürülen Lale Kart üyelik programı, bir araya getirdiği sanatseverlere, vakfın düzenlediği etkinliklerde ayrıcalık ve öncelik sağlıyor.
Üyelikleriyle İKSV’nin sene boyunca gerçekleştirdiği tüm etkinlikleri destekleyen Lale Kart üyeleri, biletlerini indirimli fiyatlarla öncelikli olarak alabiliyor.
Siyah ve Beyaz Lale Kart üyeleri 23 Temmuz Çarşamba 10.30; Kırmızı Lale Kart üyeleri 24 Temmuz Perşembe 10.30’dan itibaren biletlerini öncelikli olarak satın alabiliyor.
Biletleri, Siyah ve Beyaz Lale Kart üyeleri ön satış günlerinde passo.com.tr üzerinden %25 indirimle; Kırmızı Lale Kart üyeleri ise %15 oranında indirimle satın alabiliyor.
İKSV, Erişilebilir Sanat Partneri DenizBank iş birliğiyle sanata erişimi artırma yönündeki çalışmalarına devam edecek
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), film, tiyatro, müzik ve güncel sanat gibi farklı alanlardaki etkinlikleriyle toplumun her kesimini kültür-sanatla buluşturmayı amaçlıyor. Kültür politikaları alanındaki çalışmalarıyla kültür-sanatın daha eşitlikçi, erişilebilir ve kapsayıcı bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunan İKSV, Türkiye’de kültür-sanat hayatının sürdürülebilirliği ve her birey için erişilebilirliğini odağına alan DenizBank iş birliğiyle başlayan yeni Erişilebilir Sanat projesiyle sanata erişimde karşılaşılan fiziksel ve sosyal engelleri azaltmayı, etkinliklerinde kapsayıcılığı ve çeşitliliği artırmayı hedefliyor.
İKSV Erişilebilir Sanat Partneri DenizBank iş birliğiyle sanatta erişilebilirliği artırmaya yönelik yeni adımlar atılıyor ve yürütülecek çeşitli faaliyetlerle fiziksel veya nörogelişimsel farklılıkları olan engellenen bireylerin izleyici olarak, ekipte yer alarak ya da sahneye çıkarak İKSV etkinliklerine daha fazla ve etkin olarak katılması amaçlanıyor. DenizBank’ın Erişilebilir Sanat Partnerliği önümüzdeki dönemde sanat üretimi ve katılımında kapsayıcılık ve çeşitliliği artırmak vizyonuyla, farklı sanat disiplinlerine yayılacak çalışmalarla genişletilecek.
İKSV Genel Müdürü Görgün Taner: “DenizBank işbirliğiyle, İKSV etkinliklerinde etkisi uzun yıllara yayılacak, önemli bir açılım başlatıyoruz.”
İşbirliğini İKSV’nin çalışmalarında daha fazla kişinin sanata katılımını mümkün kılacak kalıcı ve dönüştürücü adımlar için önemli bir başlangıç olarak gördüğünü belirten İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, “İKSV olarak elli yıldan uzun bir süredir Türkiye’de kültür-sanatın gelişimi için çalışıyor, farklı disiplinlerde nitelikli yapımları izleyicilerimize sunuyor, sanatçıların gelişimi ve üretime devam etmeleri için destek programları yürütüyoruz. Her yıl düzenlediğimiz etkinliklerde geniş kitlelerin nitelikli kültür-sanat üretimlerine erişimini sağlamak en önemli önceliklerimizden biri. Kültür-sanatın herkes için erişilebilir olması gerektiğine gönülden inanıyor, fiziksel ya da sosyal engellerin, bireylerin sanata katılımının önünde bir bariyer oluşturmamasını sağlamayı görevlerimiz arasında görüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu konuyu önceliklerimiz arasına alarak aktif olarak daha fazla proje geliştirebilmek istiyoruz. Bu yolda bizimle aynı vizyonu paylaşan DenizBank’la hayata geçirdiğimiz bu yeni işbirliği, yalnızca şimdi yürüttüğümüz çalışmaları olumlu yönde etkilemekle kalmıyor, sanat yaşamı için daha kapsayıcı bir gelecek hayalimizi de yansıtıyor. Toplumsal faydayı odağına alırken kültür-sanat yaşamındaki gelişime hak ettiği önemi veren ve İKSV etkinliklerindeki bu yeni açılımı mümkün kılan DenizBank’a içten teşekkürlerimi sunuyorum,” dedi.
DenizBank CEO’su Recep Baştuğ: “Kültür-sanatın sürdürülebilirliği ve erişilebilirliğini önemsiyoruz.”
DenizBank Genel Müdürü Recep Baştuğ, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “DenizBank olarak bankacılığı, kaynakların verimli kullanılarak büyütülmesi ve finansal kapsayıcılığın artırılması olarak ele alırken; insan ve toplum için fayda oluşturma sorumluluğumuz gereği, gelişime katkı sağlayacak alanlara desteğimizi de sürdürüyoruz. Türkiye’de kültür ve sanat üretimlerinin çoğalması ve herkes için erişilebilir hale gelmesi, bu yaklaşımımızın izdüşümünü oluşturuyor. Ülkemizin kültür-sanat hayatına yarım asırdan fazladır niteliği oldukça yüksek katkı sunan İKSV ile hayata geçirdiğimiz Erişilebilir Sanat Partnerliği kapsamında, fiziksel veya nörogelişimsel farklılıkları olan bireylerin, sanatın üretim, icra ve izleyici boyutlarında daha aktif ve eşit şekilde yer almalarını desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. 18. İstanbul Bienali ve 29. İstanbul Tiyatro Festivali ile başlayan bu iş birliğini, önümüzdeki dönemde farklı sanat disiplinlerine yayarak, ülkemizdeki kültür sanat ortamının daha kapsayıcı hale gelmesine katkı sunmayı hedefliyoruz”dedi.