Üniversite sonuçları açıklandı. Şimdi adayların hedefinde, elde ettikleri sonuçlarla istedikleri bir üniversiteye girebilmek var. Bu noktada puana değil, başarı sıralarına göre tercih yapmak daha doğru. Çünkü her yıl sınavın zorluk derecesine göre başarı sıraları da değişiyor. Peki, başarı sırasına göre nasıl tercih yapmalı, tercihlerde başka neye dikkat etmeli? Bu konuda Doğa Koleji Rehberlik Koordinatörü Cihan Yeşilyurt’un önerileri şöyle:
Listenizi 3’e bölün■ Tercih listenizde, ilk sıralarda (ilk 4 ya da 5 tercih) başarı sırasının üzerinde ve en çok istenilen bölümlere; orta sıralarda (5 ile 18. tercihler) yerleşme olasılığı yüksek olan ve başarı sırasına yakın olan bölümlere; son sıralarda (19 ve 24. tercihler) ise yerleşme olasılığının çok yüksek olduğu bölümlere yer vermek uygun olacaktır.
■ Tercih yaparken istek sırası önemli. Adayların ilgi alanına göre en çok istediği bölümlerden başlayarak tercih yapması daha sağlıklı. Açıkta kalmamak adına istenilmeyen bölümler tercih listesine alınmamalı. Çünkü yerleştirilmeleri durumunda adayın bir sonraki yıl sınava girdiğinde OBP’si yarı yarıya düşecek. Ayrıca bir yükseköğretim programına yerleştirilmişlerse aynı yıl yapılacak ek yerleştirmelere de başvuramayacaklar.
■ Tercih edilen bölüm ve üniversiteye dair özel koşullara da mutlaka dikkat edilmeli. Birçok aday özel şartları okumadan tercih yaptığından kayıt yaptırırken sürprizlerle karşılaşmakta.
Aralığı geniş tutun
■ Tercih yaparken Sayısal puan türündeki adaylar başarı sıralarının yüzde 50 üstünden tercihleri oluşturmaya başlamalı ve yüzde 100’ün de altına kadar inmeliler. Örneğin 100 bininci sıralamadaki bir aday 50 binlerden tercihlerini oluşturmaya başlamalı ve 200 bine kadar inmeli.
■ Kısa tercih listesi her zaman risk taşır. Adayların bunu bilerek hareket etmelerinde yarar var. Bazı üniversitelerde 40-50 binlik yükselmeler yaşanabiliyor. O yüzden tercih yapacakların “Benim sıralamam bu bölüme yetiyor, mutlaka yerleşirim” diye düşünmemeleri gerekiyor. Geniş bir tercih aralığı adayları sürprizlere karşı koruyacak ve belki de avantaj sağlayacaktır.
■ Eşit Ağırlık ve Sözel puan türündeki adaylar ise aralığı daha geniş bir tercih listesi hazırlamalılar. Örneğin 100 bininci sırada iseler 50 binlerden listesini oluşturmaya başlamalı ve 250 binlere kadar inmeliler. Çünkü bu puan türlerinde Sayısal alandaki kadar kontenjan bulunmuyor.
■ DİL puan türünde de adayların EA ve SÖZ öğrencileri gibi bir aralıktan tercih yapmaları gerekir.
■ Yeni açılan bölümlerde başarı sırasının ne olabileceği konusunda fikir yürütebilmek için eşdeğer bir üniversiteyle kıyaslama yapılabilir.
■ Adayların en çok kafasını karıştıran konulardan biri de özel kontenjanlar. Okul birinciliği, KKTC uyruklu adaylar veya 35 yaş üstü bireyler için ayrılan bu kontenjanlar, genel kontenjanlara ek olarak sunulur ve sınırlı sayıda olur.
■ 35 yaş üstü ve KKTC kontenjanlarında yerleştirmeler, bu hakka sahip adaylar arasında puan üstünlüğüne göre yapılır. Adaylar, bu konuda detaylı bilgiye ulaşmak için mutlaka YÖK Atlas’ı dikkatle incelemeliler.
■ Okul birincileri kontenjanları sadece devlet üniversitelerinde var. Bu adayların kendi sıralamalarının oldukça üstünden tercih yapmalarını öneririm. Ancak okul birincileri için ayrılan kontenjanlar sınırlı. Bu nedenle, tercihlerinin tümünü çok istenen programlar arasından yapanlar, puanlarının yüksek olmaması durumunda hiçbir programa yerleşemeyebilirler.
İstek sıranıza göre oluşturun
Tercihlerinizi yaparken aşağıdaki kriterleri dikkate alın:
■ Bu yıl da tercihlerde baraj yok. YKS’de Temel Yeterlilik Testi (TYT) puanı hesaplananlar, Tablo 3’teki ön lisans programlarını; Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ve Yabancı Dil Testi’nde (YDT) ilgili puan türünde puanı hesaplananlar ise Tablo 4’teki lisans programlarını tercih edebilecekler. Ancak önceki yıllarda olduğu gibi tıp, hukuk gibi bazı programlarda başarı sırası sınırlaması bu yıl da devam ediyor.
■ Tercih listenizi istek sıranıza göre oluşturun. Listenizle ilgili son kontrolü yaparken örneğin yedinci tercihinize girdiğinizde, “Keşke sekizinci tercihimi kazansaydım” demeyeceğinizden emin olun.
■ Kazandığınızda pişman olacağınız hiçbir programı yazmayın. Çünkü kazanıp da gitmeseniz dahi, gelecek yıl tekrar sınava girmek istediğinizde, Ortaöğretim Başarı Puanınız (OBP) yarı yarıya düşecek, bu da 15 ile 30 arasında bir puan kaybı demek.
■ Kılavuzdaki “Özel Koşul ve Açıklamalar” sütununu iyi inceleyin. Koşullarını tam olarak karşılamadığınız programları yazmayın. Aksi takdirde kazansanız dahi kayıt yaptıramayacaksınız.
■ Tercihlerinizi internetle ÖSYM’ye göndermeden önce tercih bilgilerinizi mutlaka kontrol edin ve yazıcıdan