Hipnozla ortaya çıktı! Hill çifti ne yaşadı? Bir gece, bir ışık, bir sır…


Dünya dışı yaşamın varlığına ilişkin sorular, insanlık tarihinin en eski merak konularından biri olmayı sürdürüyor. Bilim dünyası bu konuda henüz kesin bir yanıt veremese de, farklı dönemlerde ve coğrafyalarda uzaylılar tarafından kaçırıldığını öne süren binlerce kişi bulunuyor. Bu iddialar arasında en çok dikkat çeken örneklerden biri ise Betty ve Barney Hill çiftinin yaşadıkları.

(Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr)

Takvimler 1965 yılını gösterdiğinde ABD’nin New Hampshire eyaletinde basına yansıyan olaylar duyanları şaşkına çevirecek cinstendi. Gazetede yer alan haberde Betty ve Barney Hill çifti uzaylılar tarafından kaçırıldıklarını ve bir dizi deneyde kobay olarak kullanıldıklarını iddia ediyordu. İddiaların geniş kitlelere ulaşmasıyla birlikte Betty ve Barney Hill çifti zaman içinde dünya çapında bilindik bir hale geldi. İkilinin anlattıklarından sonra birçok kişi daha benzer deneyimler yaşadığını iddia ederek dünya dışı varlıklar tarafından kaçırıldıklarını öne sürdü. Betty ve Barney Hill’den önce de benzer vakaların yaşandığı iddialar gündeme gelmiş olsa da ikilinin yaşadığını iddia ettiği olaylar, ilk kez bu kadar geniş yankı uyandıran ‘uzaylılar tarafından kaçırılma vakası’ olarak kayda geçti. 

Eylül 1961’de Betty ve Barney Hill çifti, Kanada’nın Montreal şehrindeki tatillerini bitirdikten sonra dönüş yoluna geçmişti ve New Hampshire eyaletinin Portsmouth şehrine ulaşmaya çalışıyordu. Çifti dünya çapında tanınır hale getiren olay da tam bu yolculuk sırasında yaşandı. Hill çifti New Hampshire’daki Beyaz Dağlar’dan geçerken gökyüzünde arabalarını takip ediyor gibi görünen parlak bir ışık gördü ve tüm hikâye böyle başladı.

Hipnozla ortaya çıktı Hill çifti ne yaşadı Bir gece, bir ışık, bir sır...

HER DETAYI ÇOK İLGİNÇ: EVE GİDERKEN ‘KAÇIRILDILAR’

Betty ve Barney Hill’in içinde bulunduğu araç ilerlemeye devam etse de ışık peşlerinden ayrılmadan ve giderek büyüyerek yaklaşmaya devam ediyordu. İkili, başta bir yıldız kaymasına şahitlik ettiğini düşünmüş olsa da bunun böyle olmadığını anlamaları çok uzun sürmedi. İkinci Dünya Savaşı gazisi ve havacılık tutkunu olan Barney Hill, ilk başta ışığı pek önemsemedi. Gece yarısı olduğu için bu kadar parlak bir ışığın ticari bir uçaktan veya helikopterden gelemeyeceğini düşündü. Ona göre gördükleri şey belki de rotasından çıkmış ve düşmek üzere olan bir uydu olabilirdi. 

Bir süre daha yola devam eden çift, en sonunda ne gördüklerini merak ettiği için arabayı durdurmaya karar verdi. Betty Hill, dürbünle uçan cisimi izlemeye başladığında kendilerini takip eden şeyin havada dönebilen bir nesne olduğunu fark etti. Betty gördüklerini kocasına anlatınca Barney de karısı gibi endişelenmeye başlamıştı. Çift, 1947’de New Mexico’da meydana geldiği iddia edilen ve dünya dışı varlıklarla ilişkilendirilen ‘Roswell olayı’ hakkındaki komplo teorilerini okumuştu ve dünya dışı yaşam iddialarına şüpheyle yaklaşıyordu. Ancak yaşadıkları olaya başka bir açıklama bulamadılar ve arabalarına binerek yola devam etmeye başladılar. Uçan cisim ise tam bu sırada havada asılı kalarak aracın üzerinde durdu. 

Bu durumu fark eden Barney aracı aniden durdurdu ve tabancasını alarak dışarı çıktı. Ancak silahını havadaki nesneye doğrultamadı. Uçan cismin içinde birilerinin olduğunu görebiliyordu. Yapabilecek bir şeyi olmadığını anladığında hızla arabasına geri dönüp bölgeden uzaklaşmaya çalıştı. Ancak kısa süre sonra bagajdan garip bir ses geldiğini duyan ikili, kısa süre içinde bilincini kaybederek bayıldı. 

‘HATIRLAYAMIYORUZ’ DEDİLER, HİPNOZ İŞE YARADI

Ertesi sabah, çift Portsmouth’daki evlerinde uyandığında bir önceki gece yaşananları hatırlamıyordu. Ancak Barney’nin ayakkabıları aşınmış, Betty’nin elbisesi yırtılmış ve ikisinin de saatleri bozulmuştu. Çift, başlarına neyin geldiğini anlayabilmek için araştırma yapmaya başladı. Betty, kütüphanelerde saatlerce araştırma yaptı. Barney ise yaşanan olayı hava kuvvetlerine ihbar etti. Bir gün sonra Binbaşı Paul W. Henderson çifti evinde ziyaret etti ve neler olduğunu anlamaya çalıştı. Binbaşı, 26 Eylül 1961 tarihli raporunda Hill çiftinin Jüpiter gezegenini uçan daire sanmış olabileceklerini yazdı ve olayı, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri’nin UFO araştırma ekibi olan Project Blue Book’a gönderdi. Sonraki birkaç yıl boyunca çift, rahatsız edici rüyalar ve kaygı sorunları yaşadı. Son çare olarak o gece olanları anlamalarına yardımcı olması için Benjamin Simon adında bir psikiyatriste gitmeye karar verdiler. 

Hipnozla ortaya çıktı Hill çifti ne yaşadı Bir gece, bir ışık, bir sır...

Aylar süren seanslar ve o zamanlar popüler olan hipnoz tekniği sayesinde çift, başlarına gelenleri hatırlamaya başladı. Hill çiftine göre dağlardan hızla inerken UFO arabalarının üzerine inmiş ve bilinçlerini kaybetmelerine neden olmuştu. Sonrasındaysa daha önce gördükleri gri varlıklar onları uzay aracına götürmüştü. İçeri girdiklerinde Hill çifti farklı yerlere götürüldü ve tek tek test edildi. Metal bir masaya yatırıldılar ve kıyafetlerini çıkarmaları istendi. Gri varlıklar burada onların saçlarını yoldu, tırnaklarından doku örnekleri aldı ve derilerinin bir kısmını soydu. Alınan örnekler, cama benzeyen kapsüllere yerleştirildi. Gri varlıklar, çiftin iddiasına göre kollarına, bacaklarına ve başlarına da iğneler batırdı. Betty, kendisine hamilelik testi de yapıldığını, karnına iğne batırıldığını iddia ediyordu. 

Betty, dünya dışı varlıklarla konuştuğunu iddia ediyordu ve  çiftin anlatısına göre onları kaçıranlar telepatik olarak iletişim kurabiliyordu. Ancak varlıklardan birisi onlara İngilizce hitap etmişti. Hill çifti, kendilerini kaçıran varlıkları yaklaşık 1,5 metre boyunda, gri tenli, büyük ve ters armut biçimli kafalı, iri gözlü ve minimal yüz hatlarına sahip olarak tanımladı. 

BASINA YANSIMASI 4 YIL SÜRDÜ

Hill çiftinin yaşadıklarını iddia ettiği kaçırılma vakasının basına yansıması 4 yıl sürdü. Yaşadıkları yerde hareketli bir sosyal yaşantıya sahip olan çift, aynı zamanda saygın kişiler olarak görülüyordu. İnsan hakları aktivistleri olarak bilinen Barney ve Betty Hill, o dönemde ABD’de nadir görülen bir evlilik yapmıştı. Barney Hill bir siyahiydi ve o yıllarda ABD’de ırkçı politikaların hâkim olması sebebiyle çift birçok kişi tarafından tanınıyordu. Bir süre daha yaşadıklarını insanlardan gizleyerek yaşayan Hill çifti, Eylül 1963’te New Hampshire’da bir kilisede yapılan ve UFO araştırmacılarının da katıldığı bir toplantıda yaşadıklarını ilk kez anlattı. Bu noktadan sonra olay basına yansıdı. Kilisede anlatılan hikâye kısa sürede gazeteci John Luttrell’e ulaştı ve Luttrell olayı Boston Traveler’da yayınladı. Hikâyenin United Press International’da yer alması ise çifti tüm dünyada tanınır hale getirdi. 

Hipnozla ortaya çıktı Hill çifti ne yaşadı Bir gece, bir ışık, bir sır...

Hill çiftinin yaşadıklarını iddia ettiği olayların ardından ABD’nin birçok noktasından benzer kaçırılma hikâyeleri duyulmaya başladı. Bazı psikiyatristler, çiftin yaşadığı deneyimi, ırkçı toplum baskısının bilinçaltındaki yansıması olarak değerlendirdi. Özellikle ‘kaçırılma sırasında tıbbi testlerden geçmeleri’ anlatısı, ırkçılık döneminde siyah bedenlerin üzerinde yapılan deneyleri çağrıştırdığı için sembolik bir anlam taşıyabileceği öne sürüldü.

Barney Hill, olayların yayılmasının ardından kamuoyunun ilgisinden yoruldu ve sağlığı bozuldu. Barney Hill, 1969’da, henüz 46 yaşındayken beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybetti. Betty Hill ise yaşananların ardından kendini dünya dışı yaşamlar hakkında araştırmalara adadı ve 2004 yılında, 85 yaşında hayatını kaybetti. Hill çiftinin anlatısı birçok film ve kitaba da ilham kaynağı oldu. 

DÜNYA