Böcek ailesinin erken müdahalede şansları var mıydı? ‘Katilin’ sessiz yüzü: 5 dakikada gelen ölüm!


Böcek ailesi, Almanya’dan çok sevdikleri memleketlerine gelip özledikleri yemekleri, görmek istedikleri yerleri gezmeyi hayal ederekotele yerleşmişti. Aile Fatih’teki bir otelde konaklamayı tercih etmiş ve gün boyu kumpir, midye, kokoreç ve lokum gibi pek çok farklı lezzeti tadarak otele dönmüştü. Kısa bir süre sonra gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye başvuran ailenin yaşadığı semptomlar kritik bir detay saklıyordu. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın “Gıda zehirlenmesi böyle olmaz” diyerek anlattığı kritik detay aniden gelen bilinç kaybında saklı olabilirdi. Çünkü solunum yoluyla zehirlenmiş olduğu tahmin edilen Masal ve Muhammed, bilincini kaybetmiş halde hastaneye kaldırılmıştı.
Anne Çiğdem Böcek çocukların ‘hareketsiz yattığından’ bahsetmişti. Böcek ailesi için pek çok semptomun ortaya çıkmasından saatler önce yapılan bir işlem 3 yaşındaki Masal, 6 yaşındaki ağabeyi Muhammed ve Anne Çiğdem Böcek’i hayattan koparmış olabilir miydi? Günler sonra ailenin son üyesi, baba Servet Böcek de hayatını kaybettiğinde toplam gözaltı sayısı 11’e yükseldi. Gözaltıların artması belki de çemberin daralması anlamına geliyor ve bir aileyi hayattan koparan zehrin ‘alüminyum fosfit’ olup olamayacağına dair şüpheler artıyordu.
Bu zehir, maalesef sadece tahtakuruları için değil, insanlar için de son derece öldürücü olduğundan kısa sürede çaresi bulunamayan bir zehirlenme vakasına neden olma ihtimali yüksekti. Ve dün nihayet Böcek ailesinin ölümüne dair açıklanan Adli Tıp Ön Raporu sis perdesini araladı. Rapora göre ailenin öncelikli olarak kalınan oteldeki ortamdan kaynaklı kimyasal madde zehirlenmesi, daha düşük olasılıkla da tükettikleri besinlere bağlı gıda zehirlenmesi neticesinde vefat ettikleri tespit edildi.
Ailenin kesin ölüm nedeninin otopside alınan örneklerin incelenmesinin ardından belirleneceğini açıklanırken, gözler bir anda ‘alüminyum fosfite çevrildi. Farmasötik Toksikoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ‘alüminyum fosfit’ ile ilgili tüm detayları anlattı.

PANZEHİRİ YOKSA ÖLÜM NEREDEYSE KAÇINILMAZ
Antidotu yani panzehiri olmayan 8 zehir grubu içinden 1’incisi olan ‘Metal Fosfitler ve Fosfin Gazı’ hücresel solunumu durduran, çok hızlı organ yetmezliğine yol açan toksik maddeler arasında yer alıyor. Bunlar içerisinde başta alüminyum fosfit olmak üzere magnezyum fosfit ve fosfin gazı bulunuyor. Bu 3 maddenin ne yazık ki panzehiri yok. Maruziyet durumunda tedavinin tek yolu ise solunum desteği, dolaşım desteği ve yoğun bakım uygulamaları. Bu nedenle de dünya genelinde en ölümcül zehirlenme türleri arasında yer alıyor. Böcek ailesinin kaldığı otelde de zehirlenme vakalarının temelinde tahtakurularını öldürmek için kullanılan ‘alüminyum fosfit’ yattığından şüphelenilmesi bu maddeyi daha da dikkat çekici hale getiriyor. Yarattığı tehlike, tedavisinin olmaması ve hızla ölüme götüren zehirlenme vakalarının kaynağı olması nedeniyle son derece korkutucu olan ‘alüminyum fosfit’ için Prof. Dr. Ahmet Aydın, şöyle konuştu:
“Maalesef ailenin hayatını kaybetmesine yol açan zehirleme vakasının alüminyum fosfite yönlendiği görülüyor. Ancak daha bunların kesin olarak ortaya çıkması için adli tıp raporlarında buna ait verilerin analizlerinin yapılmış olması gerekir. Sonuçta normalde katı halde bulunan ve uygulanınca gaz hale geçen alüminyum fosfite maruz kalındıysa kıyı, köşe, bucak her yerdeki haşereler ölür. Bu son derece zehirli bir maddedir. Sonuçta toksik bir madde. Özellikle ilk maruz kalındığında dozuna bağlı olarak çok basit semptomlarla başlar. Aynı bu olayda görüldüğü gibi gıda zehirlenmesiyle rahatlıkla karıştırılabilir. Baş ağrısı, bulantı, kusma, belki baş dönmesi ve nefes darlığı görülebilir. Solunum sıkıntısı gibi ilk belirtilerle başlar. Bunun daha sonra alerji tanıları yapılarak fosfit olduğu anlaşılabilir. Ancak ilk bulgularda herhangi bir zehirlenmenin alüminyum fosfite bağlı olduğuna karar vermek gerçekten zordur.”

‘GIDA ZEHİRLENMESİ OLMADIĞI İLK ANDAN BELLİYDİ’
Böcek ailesinin nereden, nasıl zehirlendiğine ilişkin pek çok araştırma yapılmış, ailenin yemek yediği noktalarda gözaltılar yapılmıştı. Başta ailenin gıda zehirlenmesine yol açabilecek yiyecekler tüketmesi dolayısıyla bu ihtimal üzerinde durulmuştu. Yaşananların bununla sınırlı olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Pek çok işaret otelde ters giden bir şey olduğuna dair soruları kuvvetlendiriyordu. Böcek ailesinden sonra aynı yerde konaklayan 2 turist de ‘kalpte ritim bozukluğu’ sebebiyle hastaneye başvurmuştu. Ancak küçük Masal ve Muhammed’in yaşadığı gibi bir bilinç kaybı bu turistler için geçerli değildi. Peki otelde neler oluyor, niçin benzer şikayetlerle hastaneye başvuruluyordu? Prof. Dr. Mehmet Ceyhan bunu, “Otel gibi yerlerde genellikle ısıtma sistemleri merkezdedir ve havalandırma yoluyla odaya ulaşabilir. Bu haşerelerle mücadelede kullanılan organik fosfatlar da aynı şekilde yayılır. Maruz kalanların kurtarılması gerçekten çok zor. Çünkü hemen hemen hiçbirinin bir antizehri yok. Bu nedenle yoğun bakımda organ yetmezliğiyle mücadele edilir. Bu ailenin yaşadıklarının gıda zehirlenmesi olmadığı en başından belliydi. Çocukların ölüm şekline bakınca, oteldeki iki turistin daha kalp ritminin bozukluğu değerlendirildiğinde durum anlaşılıyor. Bu insanların bulundukları yerler farklı olduğu için farklı miktarda bu zehre maruz kalmışlardır. Onun için birisi hemen hayatını kaybediyor, birisi biraz daha uzun yaşıyor. Yani maruz kalınan süre ve miktar çok önemli” diyerek anlattı.
Pek çok kişi bu durumun bir gıda zehirlenmesinden kaynaklandığını düşünürken akıllara benzer sorular geliyordu. Böcek ailesi ‘Midelerinin yıkanması’ ile hayata tutunamaz mıydı? Prof. Dr. Mehmet Ceyhan soruyu şöyle yanıtladı: “Mide yıkanmasının bu vakada hiçbir anlamı yok. Çünkü daha zehirlenmesi böyle olmaz. Gıda zehirlenmesinde burada olduğu gibi birdenbire yoğun bakıma yatmaya, bilinç kaybına ve ölüme yol açmaz. Gıda zehirlenmesi öyle olmaz. Yani bu çok daha ciddi bir durum.”

5 YA DA 30 DAKİKADA ÖLÜM! ‘ÇOKTAN KANA KARIŞMIŞ OLUYOR’
Alüminyum fosfit, öylesine zehirli bir madde ki maruziyet miktarına göre kişiyi 5 ila 30 dakikada hayattan koparabilir. Bu nedenle de pek çok alanda kullanılması sakıncalı maddeler arasında. Prof. Dr. Ahmet Aydın Böcek ailesinin hayatını kaybetmesine neden olan zehirle ilgili çarpıcı bir bilgi paylaştı. Prof. Dr. Ahmet Aydın, “Erken teşhiste bile durum değişmezdi” diyerek, durumu şu sözlerle anlattı:
“Erken müdahale edilse bile alınan zehirli maddelerde durum böyledir. Erken müdahale olsa bile panzehiri olmayan bir zehirde sonuç pek çok zaman değişmez. Bazı haşere ilaçlarının, bazı pestisitlerin panzehirleri var. Yani hastaya bu şikâyetler varsa, o potansiyel toksik maddeden zehirlenme meydana gelmişse panzehir kullanılınca kurtarılır. Ancak hepsinde bu imkân yok. Alüminyum fosfatın da bir panzehiri yok. Dolayısıyla da klinikte yapılan müdahaleler yine aynısı olacak. İlk gün bile alüminyum fosfat olduğunu bilselerdi de alınan kimyasal maddelerin miktarına göre yine geri dönüşsüz vakalar olabilirdi. Bakın mesela baba yoğun bakımda yatıyor. Artık babanın yoğun bakımda yatması esnasında bütün uygulamalar sağlanıyor. Ancak spesifik bir panzehir olmadığı için yapılan müdahaleler bir sonuç vermiyor. Çünkü tüm böbrekler, böbrek, karaciğer, beyin, dalak pankreas, organlar çöküyor. Vücuda aldığınız toksik madde, kan dolaşımıyla tüm organlara gider. Gittiği her organı zehirleme potansiyeli var.”
MİDEYİ YIKAMAK DA, KUSTURMAK DA İŞE YARAMAYABİLİR ÇÜNKÜ…
Prof. Dr. Ahmet Aydın da mide yıkanmasının zehirlenme vakalarındaki yerini ve işlevini ‘zaman’ unsuruna dikkat çekerek açıkladı. Gıda zehirlenmesi dahi yaşanmış olsa her vakada her zaman mide yıkanması beklenen sonucu vermeyebilirdi. Peki ama neden?
“Normalde zehirlenmedeki tedavi prensiplerinde başta işte midenin yıkanması veya kusturulması gibi operasyonlar düşünülebilir. Çünkü mide yıkamak da, kusturmak da zehirlenme vakası üzerinden çok az zaman geçerse faydalı olur. Öğlen yediğiniz yemekten sonra saat gece 1’de hastaneye gittiğinizde kusturulmasının, mide yıkamasının kimseye bir faydası olmaz. Çünkü zaten eğer yediklerinde ya da maruz kaldıkları ortamda, havada bir zehir varsa artık çoktan kana karıştığı için mide yıkaması veya kusturmanın bir anlamı olmayacaktır. Boşu boşuna yapılmış bir uygulama olacaktır.”