Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden The Financial Times’a yazdığı mektupta Türkiye’nin hem jeopolitik konumu hem de siyasi yönelimi açısından yalnızca bölge için değil küresel düzen için de kritik bir ülke olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin Avrupa ile Asya arasında bulunduğunu, Karadeniz ile Doğu Akdeniz’i birbirine bağladığını hatırlatan İmamoğlu, “Yönümüz yalnızca bizim için değil, uluslararası düzenin istikrarı için de önemlidir” dedi.

İmamoğlu, Türkiye’nin bir zamanlar laik ve demokratik bir cumhuriyet modeli sunduğunu ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 yıllık iktidarı boyunca bu modelin bozulduğunu yazdı. Yargının siyasallaştığını, muhalefetin suç sayıldığını ve kurumsal çöküşün ekonomik krizi derinleştirdiğini söyledi. “Demokratik çürüme kamu umutsuzluğunu yaygınlaştırdı” dedi.

ALTERNATİF: İMAMOĞLU

2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğundan bu yana alternatif bir yönetim anlayışı geliştirdiğini vurgulayan İmamoğlu, bu anlayışı insan onuru, somut çözümler ve kamusal güven temeline oturtan halkçı kalkınmacılık olarak tanımladı.

2024’te üçüncü kez seçilerek 16 milyonluk İstanbul’un desteğini aldığını belirten İmamoğlu, “Halk değişime hazır olduğunu açıkça gösterdi” dedi.

Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etmesinin ardından iktidarın baskıları yoğunlaştırdığını söyleyen İmamoğlu, hakkında soruşturmalar başlatıldığını ve belediyenin işleyişinin engellenmeye çalışıldığını ifade etti.

Üç yılı aşkın süre önce aldığı üniversite diplomasının iptal edildiğini belirten İmamoğlu, “19 Mart’ta yüzlerce polis evimi kuşattı. Yüzden fazla kişiyle birlikte gözaltına alındım. Hakkımda herhangi bir mahkûmiyet kararı yok. Ben siyasi bir tutukluyum” diye yazdı.

Tutuklanmasının ardından kamuoyunun gösterdiği tepkiye dikkat çeken İmamoğlu, ilk olarak öğrencilerin sokaklara çıktığını söyledi.

Ardından yüz binlerce kişinin mitingler düzenlediğini, Erdoğan’a yakın şirket ve medya kuruluşlarına yönelik boykotların başladığını ifade etti.

‘DEMOKRASİYE DÖNÜŞ, TÜRKİYE’DE BAŞLAYACAK’

CHP’nin açık ön seçimlerinde 15 milyondan fazla yurttaşın oy kullandığını hatırlatan İmamoğlu, bunun demokrasiyi sahiplenme iradesi olduğunu vurguladı.

İktidarın kendisini devre dışı bırakma girişiminin ekonomik krizi derinleştirdiğini söyleyen İmamoğlu, Merkez Bankası’nın rezervlerini eriterek lirayı ayakta tutmaya çalıştığını belirtti.

Türkiye’nin demokratik yöneliminin yalnızca yurtiçi için değil Avrupa, NATO ve Orta Doğu’nun istikrarı için de belirleyici olduğunu ifade etti.

“Otoriter bir rejim bölgesel istikrarsızlığı artırmaktan başka bir sonuç doğurmaz” dedi ve “Dünya’nın Demokrasi’den düşüşü, Türkiye’de başladı. Demokrasiye dönüş de Türkiye’de başlayacak” ifadeleriyle mektubunu tamamladı.