Sydney Üniversitesi’nden Richard Morris liderliğinde yürütülen araştırma, 2001-2021 yılları arasında Avustralya Ulusal Sağlık Araştırması’ndan elde edilen verileri analiz etti. Bulgulara göre 1990-1999 yılları arasında doğan bireylerde depresyon ve kaygı bozuklukları çok daha yaygın.

El Pais’te yer alan habere göre üstelik bu eğilim yalnızca Avustralya’ya özgü değil. Benzer araştırmalar, ABD ve İngiltere gibi ülkelerde de 1990-1999 arası doğan bireylerin daha fazla anksiyete ve depresyon düşünceleriyle mücadele ettiğini gösteriyor.

SOSYAL MEDYA MI YOKSA GELECEK KAYGISI MI?

Araştırmanın en dikkat çekici yönlerinden biri ise; bu kötüleşmenin ekonomik kriz ya da  işsizlik gibi klasik risk faktörleriyle doğrudan ilişkili olmaması.

Araştırmacılar; sosyal medya kullanımı, iklim krizi, artan yalnızlık ve ruh sağlığına dair farkındalığın artması gibi nedenlerin bir bütün olarak bu duruma zemin hazırladığını düşünüyor.

Araştırmanın öncüsü Morris, “1990’larda doğanların ruh sağlığı önceki kuşaklara kıyasla daha kötü. Dahası, yaş aldıkça da iyileşme göstermiyorlar” diyor.

VERİLERE GÖRE ARTIŞ SÜREKLİ

2001’de Avustralya’da 15 yaş üstü bireylerin yüzde 9.6’sı ruhsal bozukluk yaşıyordu.

2018’de bu oran yüzde 20.1’e çıktı.

2021’de ise yüzde 21.4’e ulaştı.

KORUMA VE RİSK FAKTÖRLERİ DENGESİ BOZULDU

Madrid Özerk Üniversitesi’nden psikiyatri profesörü Jose Luis Ayuso’ya göre genç kuşakların “aynı risk faktörlerine karşı daha savunmasız” hale gelmesi dikkat çekici bulundu. Sosyal medya baskısı, siber zorbalık ve bireysel yalnızlık, bu kırılganlığı artırıyor.

Ayuso’nun yorumu ise “Çocuklukta yaşanan zorbalık gibi olaylar ileriki yaşlarda ruh sağlığını ciddi şekilde etkiliyor” şeklinde…