*** Okuyacağınız metin The Guardian yazarı Ashifa Kassam’ın kaleme aldığı haberin derlemesidir.
Avrupa sınırlarından düzensiz geçişler, hak ihlalleri riskine göz yuman Avrupa Birliği politikalarına atfedilen bir düşüşle yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla %30 düştü.
AB’nin sınır ajansı Frontex, yaptığı açıklamada, düşüşün Avrupa’ya giden tüm büyük göç yollarında görüldüğünü ve yılın ilk üç ayında yaklaşık 33 bin 600 daha az varış olduğunu söyledi.
En büyük düşüş, %64 ile Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya’dan geçen rotalarda görülürken, Birleşik Krallık’a geçişler de %4 düşüş gösterdi.
2024’TEKİ EĞİLİM SÜRÜYOR
Göç kalıpları hava koşullarından çatışmalara kadar çeşitli faktörlerden etkilenirken, veriler 2024’te görülen düşüş eğiliminin devam ettiğini gösteriyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Judith Sunderland 2024 yılında Avrupa’ya düzensiz sınır geçişlerinin 2023’e oranla %38 düştüğünü vurguladı.
Örgüt, AB’nin caydırma ve sınırlarını kapatma konusundaki ısrarlı politikaların insanları Avrupa’ya daha riskli rotalar izleyerek ulaşmaya zorladığını savunan birçok kuruluştan sadece biri.
AB’NİN CAYDIRICI POLİTİKALARI
“Sadece istatistiklerle ilgili değil. Bunun Akdeniz’de boğulan, Polonya-Belarus sınırında dövülen ve Belarus’a geri gönderilen insanlar nedeniyle olduğunu unutmayalım; insanlar AB’nin içinde ve dışında çeşitli bataklıklarda, ormanlarda ve çöllerde mahsur kalıyor, yaşamını yitiriyor” diyen Sunderland “Bu sayıların arkasında çok büyük bir insan maliyeti var, elbette bu bir fatura değil, ancak sınıra ulaşamayan kaç insanın olduğunu yada kaçının yanlış yollara saptığını veya öldüğünü bilmiyoruz.” açıklamasını yaptı.
Gelenlerin sayısındaki düşüş, bloğun Libya ve Tunus gibi dayak, cinsel şiddet ve hapis gibi uygulamaların belgelendiği Avrupa dışındaki ülkelerle giderek daha fazla anlaşma yapmasıyla gerçekleşti. Yani önceki yıllara oranla Libya ve Tunus’dan yola çıkan insan sayısı daha az. Çünkü hükümetler artık ülkelerinde yaşanan ‘kaydı tutulan’ şiddet eylemleri nedeniyle AB’ye hesap vermek zorunda.
Farklı bir açıdan da değerlendirme yapan Sunderland, “Gelenlerdeki düşüş AB’nin caydırma önlemlerinden kaynaklanıyor. Ancak bu da AB’nin göçmen verme potansiyeli olan ülkelerle suç ortağı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yani insan hakları ihlalleri legalize ediliyor.” dedi.
Bu duygu, Orta Akdeniz bölgesindeki göçmen ve mültecilere muameleyle ilgili olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne iki şikayette bulunan Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi’nde (ECCHR) yankı buldu.
KORUMAK MI? SINIRLAMAK MI?
ECCHR’de kıdemli hukuk danışmanı olan Allison West, “Resmi sayılardaki düşüş, daha az insanın hareket halinde olduğu anlamına gelmiyor,” dedi ve ekledi:
– Bu, AB’nin iş birliği ve onayıyla Libya ve Tunus’ta insanlığa karşı suç teşkil eden korkunç koşullarda tutulan daha fazla insan gördüğümüz anlamına geliyor.
AB ve üye devletler, keyfi gözaltı, işkence, cinsel şiddet ve köleleştirme kanıtlarına rağmen, yıllardır Libya ile Avrupa’ya göçmen gelişini engellemek için çalışmaya devam ediyor. West ise şu yorumu yapıyor:
– Bu suistimaller, Avrupa göç politikasının beklenmedik yan etkileri değil. Bunlar, korumadan ziyade sınırlamayı önceliklendiren bir stratejinin öngörülebilir sonuçlarıdır.
TEKNELER DURDURULUYOR…
Uluslararası Göç Örgütü (IOM), verilerinin Libya ve Tunus gibi bazı Kuzey Afrika ülkelerinden ayrılmaya çalışan teknelerin durdurulmasında artış olduğunu gösterdiğini ve bunun varışlardaki düşüşe kısmen katkıda bulunmuş olabileceğini söyledi. IOM sözcüsünün açıklamaları şöyle:
– Aşağı yönlü eğilime rağmen, verilerimize göre hala çok yüksek olan göçmen ölümleri konusunda hala çok endişeliyiz. Düzensiz göçe daha güvenli alternatifler olarak hizmet edebilecek daha güvenli ve düzenli göç kanallarına izin veren politikaları savunmaya devam ediyoruz.
IOM verilerine göre, yılın ilk üç ayında Akdeniz veya Atlantik’i geçip Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken en az 555 kişi hayatını kaybetti ve bu sayı geçen yıl bu rotalarda kaybedilen 3 bin 500’den fazla cana eklendi.
UNICEF’in salı günü yayınladığı bir açıklamaya göre, son 10 yılda İtalya’ya ulaşmaya çalışırken yaklaşık 3 bin 500 çocuk Orta Akdeniz’de öldü veya kayboldu.
*** The Guardian
*** Ashifa Kassam