İngiltere’nin güneybatısında, Devon bölgesinde yer alan Clovelly Köyü,  ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Arnavut kaldırımlı sokakları, kıyıya uzanan pastel tonlu evleri ve nefes kesici sahil şeridiyle dikkat çekerken, bu büyüleyici atmosfer turistlerin sıklıkla yaptığı bir hatayla gölgeleniyor: Clovelly’nin gerçek bir köy olduğunu unutmak.

BÖLGE SAKİNLERİNİN YAŞAM ALANINA GİRİLİYOR 

Torridge ilçesinin kıyısında, deniz seviyesinden 400 metre yükseklikte bir uçuruma kurulu bu özel liman köyü, her yıl yaklaşık 100 bin ziyaretçiyi ağırlıyor. Ancak nüfusu yalnızca 450 civarında olan köyde hala yerel halk yaşıyor. Yine de birçok turist, Clovelly’yi sadece bir açık hava müzesi sanarak, bölge sakinlerinin özel yaşam alanlarına girmekte tereddüt etmiyor. 

Köydeki Red Lion Inn’in genel müdürü Richard Gibbs, ziyaretçilerin çoğunun evlerin gerçekten yaşam alanı olduğunun farkında olmadığını ve yanlışlıkla insanların evlerine girdiklerini belirtiyor. Gibbs, köyü “yaşayan, nefes alan bir yer” olarak tanımlarken, bu durumun yerel halk için zaman zaman zorluklara yol açtığını söylüyor.

YÜZYILLARA MEYDAN OKUYAN BİR HİKAYE 

Clovelly, köklü bir geçmişe sahip. 14. yüzyıldan kalma limanı, taş döşeli yolları ve tarihi yapılarıyla İngiltere’nin kültürel mirasının önemli parçalarından biri. Bir zamanlar İngiltere’nin ilk kraliçesi Flanders’lı Matilda’ya ait olan köy, yüzyıllar boyunca farklı soylar arasında el değiştirmiş.