Ayağımıza gelen fırsatı değerlendiremedik ve Galller’i elimizden kaçırdık. Zaman zaman üstün ve etkili oynadık. Topun ve oyunun hâkimiydik. Pozisyonlara girdik ama saman alevi gibi organize olduk. Kazandığımız penaltıyı Kerem ile kullanamadık. Kerem’in penaltıyı atması hataydı. Galatasaray’da oynarken Kerem penaltıcı değildi. Yine de Kerem’in Milli Takım’a yaptığı katkıyı ve attığı golleri unutmayalım. Bu kritik penaltıda topun başına sert ve isabetli şutlar atabilen, sakin bir kimliğe sahip Orkun’un geçmesi daha doğru olurdu. En kötü ihtimalle Yunus penaltıda topun başına geçebilirdi. Çünkü Milli Takım’ın maç boyunca en etkili oynayan oyuncusu Yunus oldu. Arda yoruluncaya kadar Yunus ile isabetli paslaşmalar üretti.
Galler’in kompakt oyunu, Barış ile Kerem’in geniş alanlar bulmasını engelledi. Ferdi ile İrfan Can’ın yokluğu, Kenan Yıldız’ın cezalı olması Montella’nın hamle yapması konusunda elini kolunu bağladı. Hakan’ın sakatlanarak çıkması ritmi bozdu. Montella, forvette henüz hazır olmayan Enes’in yerine Semih’i tercih etmeliydi. Beraberliğe sıkıldık ama gruptan lider çıkmamız konusunda kozlar hala bizim elimizde. Karadağ’da sakatlıklar yüzünden hayli eksik olacağız. Montella’nın iyi planlama yapması şart.
Kayseri tribünleri güzel bir destek verdi. Her şehir milli maç oynamaya uygun değildir. Örneğin; Konya, Bursa, Eskişehir, Samsun, İzmir’den sonra Kayseri de milli maçlara ideal ev sahipliği yapacağını kanıtladı. Galler gibi soğuk iklime alışık bir ülkeyi soğuk havasıyla ünlü Kayseri’ye getirmek düşünülmeden yapılmış bir planlamaydı.