Kültür ve sanatın zengin dünyasını Nişantaşı’ndaki tarihi Taş Konak’ta İstanbullulara sunan Kalyon Kültür, kasım ayında da çağdaş sanatın sınırlarını zorlayan yenilikçi bir sergiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Denim kumaşı çağdaş sanatla ilk kez buluşturan ve yarattığı çarpıcı eserlerle dünyayı kendine hayran bırakan İngiliz sanatçı Ian Berry, ‘Denim Ötesi (Beyond Denim)’ sergisiyle ilk kez Türkiye’de sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.
YİRMİ YILLIK ÇALIŞMA BU SERGİDE
Yaşamı, içinde barındırdığı tüm duygularla tasvir etmek için denim kumaştan daha iyi bir malzeme olmadığını düşünerek yola çıkan sanatçı, Kalyon Kültür’deki ‘Denim Ötesi (Beyond Denim)’ sergisinde bugüne kadar ürettiği resim ve enstalasyonlarından geniş bir yelpazeyi sanatseverlere sunacak.
Sergide Ian Berry’nin farklı serilerinden hem “resim” hem de “enstalasyon” olarak önemli parçaları sergilenecek. Londra’da da büyük beğeni toplayan ve tüm Avrupa’da başarılı etkinliklerde, müzelerde sergilenen ‘Kapalı Kapılar Ardında (Behind Closed Doors)’ sergisinin ana eserleri yer alacak. Ayrıca ‘Hotel California’dan, Los Angeles’taki Roosevelt Oteli’ni tasvir eden, Ian’ın sadece denim kullanarak parlattığı “Paradise Lost” eseri de sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Pek çok ünlü yıldızın portre çalışması olarak müze ve galerilerde sergilenmesinin yanı sıra dünya çapındaki denim uzmanlarından gelen yanıtları temel alan, Berry’nin “Denim Efsaneniz”in kim olduğunu soracağı “Denim Legends” eseri de yer alacak.
“KALYON KÜLTÜR’Ü MAVİ DÜNYAMLA DOLDURACAĞIM”
Ülkemizde ilk sergisini Kalyon Kültür’de açacak olan Ian Berry yaptığı açıklamada “İstanbul tarihi dokusu ve güzellikleriyle insanı kendine hayran bırakan bir şehir. Daha önceki ziyaretlerimde şehrin tarihi yerlerini ve sanat galerilerini dolaşma fırsatım oldu. İstanbul’un büyülü mutfağının tadına baktım, Boğaz’da koştum. Şimdi ise, kendi sergimle Kalyon Kültür’de sanatseverlerle buluşacağım için çok heyecanlıyım. İnanıyorum ki; kendi mavi dünyamla dolduracağım bu sergi, tüm ziyaretçilerin içini ısıtacak ve onların güzel duygularla ayrılmasını sağlayacak. Tüm sanatseverlerin eserlerimi Kalyon Kültür’de görmesini ve farklı bir deneyim yaşamalarını umuyorum” dedi.
DENİM’İN TÜM PARÇALARI, MAVİNİN HER TONU…
Denim çok yönlü bir malzemedir. Ian Berry de bu çok yönlülüğü, konvansiyonel sanat ‘tablolar’ diyebileceğimiz eserlerden büyük ölçekli enstalasyonlara kadar tüm çalışmalarında kullanıyor.
Sanatçının tasarladığı her eserde denim kumaşın popüler bir malzeme olduğu fark edilmiyor. Ian düzinelerce kot pantolonu kesip bunları birbirine yapıştırarak bir tablo yanılsaması yaratıyor, yakından bakıldığında denim kumaşı ve neredeyse soyut görünen detayları görüyorsunuz, ancak geride durduğunuzda tıpkı bir fotoğraf gibi bir görüntü sunuyor.
Sanatçı yaklaşık yirmi yıldır özellikle mavi denim pantolonlarla tanındığını belirterek;
“Geçmişte renkli denimler kullandım ancak 2012’den beri kullanmıyorum ve sanırım indigo tonuna her şeyden çok ilgi duyuyorum. Bununla birlikte, kumaşın zengin tarihini ve tüm semiyotiklerini seviyorum. Aslına bakarsak, hepimiz denim kumaşı seviyoruz.
Denim kumaş aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki insanlarla iletişim kurmak, benim sesim ve hayatım oldu. Modanın tarihsel gelişimi içinde de denim kumaşı seviyorum. Bu kumaşla, sanat çalışmalarından enstalasyonlara kadar pek çok farklı şeyi uyarlamak ve yapmak bana çok yönlülük katıyor. Denim kumaş benim aracım, benim boyam. Eserlerimde çoğu zaman malzemeyi kot pantolon değilmiş gibi göstermek için kullanıyorum ve sonuçta çoğu kişi bunun mavi tonlu tablolar olduğunu düşünüyor” dedi.
Serginin aynı zamanda küratörlüğünü üstlenen Kalyon Kültür Sanat Yönetmeni Aslı Bora ise sergi ile ilgili şunları söyledi: “Denim, dünyanın ayrı coğrafyalarında hemen herkesin erişimi olan bir tüketim ürünü. Modanın geçici heveslerinden ve hızından en az etkilenen bir ürün aynı zamanda. Uzun yıllar kullanılabilirliği ve sağlıklı bir dokuma olması sebebiyle sürdürülebilirlik açısından fayda yaratan bir öğe. Varlığı daha erken döneme kadar gitse de denimin ayrılmaz biçimde giysi formu olarak hayatımıza girmesi 19. yüzyılın sonunda oluyor. Günümüzde doğal kaynakların doğru kullanımı ve sürdürülebilirlik temasıyla birlikte bu kumaş sanatta da karşılık buluyor. Ian Berry uzun yıllardır denimle çalışan ve dünyada bu dokumayı sanatla buluşturan isimlerden biri. Özellikle enstalasyonları tabiatın kucağında yetişen pamuktan üretilen denimin yeniden doğayı temsil eden bir formu sunması açısından iç içe geçmiş metaforlar içeriyor. Sanatçının denimin farklı renk katmanlarıyla parça parça bir araya getirdiği portreler, grup portreleri, enstalasyonlar ve manzaralar Kalyon Kültür’ün tarihi atmosferinde olağan dışı bir mekân algısı yaratıyor. Gündelik estetik deneyimimize ait bir unsurun sanatla yeni bir söylem alanı olarak buluşması ve bu buluşmanın İstanbul’un moda merkezi olan Nişantaşı’nda olması da serginin anlatısıyla doğrudan örtüşüyor. “
Ian Berry Hakkında:
Bir yığın eski kot pantolonu ve mavinin zıt tonlarını fark etmek… Ian Berry, birkaç makas ve yapıştırıcıdan sonra kısa sürede hakkında en çok konuşulan genç sanatçılardan biri haline geldi. Her ne kadar bunun bir deney olarak başladığını kabul etse de denimle çalışırken kotla ve özellikle de diğer insanların kotlarıyla olan bağını fark etmeye başladı. İletişim kurmanın yolunu bulmuştu ve kısa süre sonra dünyanın önde gelen 30 yaş altı ilk 30 sanatçısı ve Rivet 50 kazananı oldu. Bu onu 2019’da denim alanında dünyanın en etkili 50 kişisinden biri yaptı ve WeAR Magazine Berry’yi sürekli olarak Top 100 listesinde gösterdi.
Aslen Kuzey İngiltere’nin, bir zamanlar tekstil endüstrisinin geliştiği taşra kenti Huddersfield’li olan Berry, bu sayede büyük başarı elde etti. Pek çok kişinin dikkatini çeken Berry, yapımı zahmetli olsa da sipariş üzerine birkaç portre çekmeyi başardı; Debbie Harry, Jennifer Saunders, Giorgio Armani ve Lapo Elkann ve Brezilyalı model Giselle bunlardan birkaçı. Ancak en tanınmış portresi, bir başka Brezilyalı Ayrton Senna’nın, ailesinin kot pantolonunu kullanarak ve onun adına kurulan enstitüyü desteklemek amacıyla yaptığı portreydi. 2021’de İtalya’nın Cenova şehri için Garibaldi’nin portre komisyonunu açıkladı. 2022’de Şili’nin önde gelen üç sanatçısı Jorge González, Ana Tijoux ve Illapu’dan Roberto Márquez’in portrelerini tamamladı ve memleketi Almanya’nın Buttenheim kentindeki Levi Strauss Müzesi’nde yer alan ikonik Denim Yenilikçileri Müzesi için Levi Strauss’un portresini yapmak üzere görevlendirildi. 2023 yılında Paris, Milano ve Madrid’de sergilenen dev eserleriyle 501 jean’in 150. yıl dönümünün anılmasına yardımcı olmak üzere seçildi. Bilinen gösterileri arasında 2016’da ‘Behind Closed Doors’ ve ‘My Beautiful Launderette’ ve 2019’da Hotel California yer almaktadır. San Francisco’da New San Fran Flower Mart’ta Gizli Bahçe’nin kalıcı enstalasyonunu açtı. 2022 yılında, tek bir malzemeyi keşfetmeleri ve kariyerlerini bu malzemeden yapmalarıyla tanınan sanatçıların oluşturduğu bir hareket olan Art Materialism’in kurucu üyesi oldu. Avustralya’nın Sidney kentinde, İsveç’in Skane kentinde ve Amsterdam’da yaşamış ve çalışmış olan sanatçı, şu anda Doğu Londra’da Poplar’da yaşamaktadır.