Ankara deyince şair Yahya Kemal Beyatlı’nın lafı gelir ilk akıllara… “Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü severim” demişti ya, dilimize pelesenk olan bu deyişin üstünden 70 yıl kadar geçti ve bu sözün artık pek geçerliliği kalmadı. Lakin, ne Ankara eski Ankara ne İstanbul eski İstanbul. Kimilerine göre halen memur kenti olarak adlandırılsa da Ankara’nın artık sevilecek ve bahsedilecek pek çok özelliği var.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kabrinin olduğu ve her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlayan Anıtkabir’e ev sahipliği yapan başkent Ankara, yaklaşık 3 yıldır kültür sanat etkinlikleriyle de özellikle yerli turistin gözdesi haline geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’nin ikinci rotası olan Ankara, çevre illerden gelenlerin de katkısıyla yoğun bir festival süreci yaşadı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Biz dünyayı, resimle, müzikle, sinemayla, romanla, sevgiyle ve şiirle güzelleştireceğiz” demişti. Ankara tam da bunun karşılık bulduğu bir şehir. Ankara’nın tarihi ve kültürel değerlerini uluslararası boyuta taşıma hedefiyle 28 Mayıs 2022’de başlayan Başkent Kültür Yolu Festivali, Ankara’nın tarihini ve modern dokusunu 4.7 km’lik rotada gözler önüne sermişti. Ankara’nın tarihi simgelerinden biri olan Ankara Kalesi’nden müzik sesleri yükselirken, eşsiz değerde bir koleksiyona sahip yüz yıllık Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde geçmişe yolculuk yapmayı mümkün kılıyordu bu rota… Şehri tepeden gören Ankara Kalesi sadece festival zamanı değil normal zamanda da şehre gelenlerin ilk ziyaret ettikleri yerlerden biri.
400 YILLIK GEÇMİŞİ VAR
Ankara, ülkemizin başkenti olması sebebiyle de cumhuriyetin kurtuluş ve kuruluş yıllarına tanıklık eden birçok tarihi binaya ev sahipliği yapıyor. 1. ve 2. Türkiye Büyük Millet Meclisi binaları, Ankara Palas, Bugün Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü olarak hizmet veren İkinci Evkaf Apartmanı, Etnografya Müzesi ile Resim ve Heykel Müzesi gibi mimari açıdan özel bir dönemi temsil eden özgün yapılar ziyaretçi akınına uğramaya devam ediyor. Aynı zamanda 400 yıllık geçmişi ile başkentin en önemli dini yapıları arasında yer alan Hacı Bayram Veli Camii, Hamamönü tarihî kent dokusu, Roma medeniyetinin anıtsal yapıları olan Augustus Tapınağı ile Roma Hamamı gibi tarihî eserlerin yer aldığı yerler de inanç turizmi meraklıları için cazibesini koruyor.
ŞEHRİN MODERN YÜZÜ
Turizm Bakanlığı’nca restorasyonu yaptırılan Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Ulucanlar Cezaevi Müzesi gibi yapıların yanı sıra 2020’den beri Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın en güzel eserleri yorumladığı, uluslararası pek çok sanatçıyı ağırlayan CSO Ada Ankara ve çağdaş sanatı ziyaretçileriyle buluşturan Cer Modern gibi yapılar da Ankara’nın modern yüzünü yansıtıyor. Geçmişle geleceğin buluştuğu, tarih ile moderni aynı anda yaşatan, İstanbul’da kalabalık ve trafikten zamanında yetişilemeyen etkinliklere, randevulara tam vaktinde yetişmenin, hatta taksi bulmanın mutluluğunu yaşayabildiğiniz sakin bir şehir Ankara… Şairle başladık, şairle bitirelim: Ankara sevdalısı Cemal Süreyya, “Ankara Ankara, en iyi kalpli üvey ana” der ve ekler: “Şair arkadaş, Bir derdin mi var. Bir şeyler mi çıkarmak istiyorsun derdinden. Ankara’ya gelmelisin.”
ÜCRETSİZ SERGİLER DEVAM EDİYOR
Bu yıl 21 Eylül’de başlayan Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamında açılan sergiler halen ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Altındağ’da bulunan Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ndeki ‘Pablo Picasso – Resimden Seramiğe Bir Serüven’ isimli sergide sanatçının gravürleri, çizimleri, posterleri, litografileri ve fotoğraflarından oluşan, tamamı orijinal ve mirasçılar tarafından onaylanmış 170 eser bulunuyor. Devam eden bir diğer sergi ise pop art sanatçısı Andy Warhol’un eserlerinin yer aldığı CSO Ada Ankara’daki ‘Warhol’un Dünyası – Pop Art’ın İkonu’ isimli sergi… Yolunuz Ankara’ya düşerse bu iki sergiyi yıl sonuna kadar ücretsiz olarak gezebilirsiniz…