Aydın Hasan / Ankara – Suriye Milli Ordusu’nun (SMO); Fırat Kalkanı ile Barış Pınarı harekat bölgeleri arasında kalan Ayn el – Arab’a (Kobani) yönelik harekat hazırlığı, terör örgütü PKK’nın uzantısı YPG’yi telaşlandırdı. Terör örgütünce seslendirilen “silahtan arındırılmış bölge” çağrısına; ABD’li iki senatörün, “Türkiye ateşkesi ve silahsızlandırılmış bölgeyi kabul etmeli, aksi halde 2019’dakine benzer bir yaptırım tasarısını önereceğiz” mesajıyla destek vermesi dikkat çekti.
Terör örgütü PKK, Suriye’de iç savaşın çıkmasının ardından ülkenin kuzeyindeki sınır hattında Malikiye’den Afrin’e ve oradan Akdeniz’e uzanan çizgide terör koridorunu hayata geçirmek istemişti.
TSK; 2016’da Fırat Kalkanı, 2018’de Zeytin Dalı ve 2019’da Barış Pınarı harekatlarıyla bunu engellemişti. ABD ile 2019’ta varılan mutabakatla; terör örgütü YPG, sınır hattından 32 km güneye çekilecekti ancak ABD, son 5 yılda bunu yerine getirmemişti. Suriye’deki son gelişmelerin ardından SMO, mutabakatlara dahil Tel Rıfat ile Münbiç’i terörden arındırmıştı.
SMO’nun, Türkiye’nin iki harekat bölgesi arasında yer alan Ayn el – Arab’a (Kobani) yönelik harekat hazırlığı ise, terör örgütünde telaşa neden oldu. YPG’nin içinde yer aldığı DSG’nin sözde komutanı Mazlum Abdi, “Suriye’de kapsamlı bir ateşkese bağlılığımızı sürdürüyoruz, ayrıca Kobani‘de silahlardan arındırılmış bölge kurulması önerisini sunmaya hazırız” dedi.
‘ACİL’ DESTEK
ABD’de Demokrat Partili Senatör Chris Van Hollen ve Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham’in, aynı içerikte, YPG’ye destek açıklaması yapmaları dikkat çekti. “X” platformu üzerinden Graham ile ortak açıklamalarını paylaşan Van Hollen, “Suriyeli Kürt ortaklarımıza Türkiye destekli güçlerin saldırıları, bölgesel güvenliği ve DAEŞ’in yeniden ortaya çıkmasını engelleme çabalarını baltalıyor. Türkiye ateşkesi ve silahsızlandırılmış bölgeyi kabul etmeli, aksi halde 2019’da sunduğumuz gibi bir yaptırım tasarısı önereceğiz” ifadelerini kullandı. Senatörler, Mazlum Abdi ile telefon görüşmesi yaptıklarını ve YPG’ye desteklerini yinelediklerini kaydetti.
‘ABD’YLE MUTABAKATA UYULMADI!’
Ayn – el Arab’ın da içinde olduğu Suriye sınır hattında 2012 – 2015 yıllarında tugay komutanlığı yapan emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt, konuya ilişkin Milliyet’e şu değerlendirmede bulundu:
“ABD ile yapılan mutabakat metnine göre, terör örgütü Münbiç, Ayn el – Arab, Resulayn, Kamışlı hattında 30 km güneye, M4 karayolunun güneyine çekilecekti. Barış Pınarı ile Resulayn ve Telabyad arasındaki bölge teröristlerden temizlendi. Ama teröristler ABD’yle mutabakatta yer alan Münbiç, Ayn el – Arab (Kobani) ve Kamışlı’dan çekilmedi. Terör örgütünün cani lideri, gerçek adı Abdi Şahin olan kişi, şimdi silahtan arındırılmış bölgeden bahsediyor. Bu tamamen yalandır ve oyalama taktiğidir.”
OYUNUN ARKASINDAKİLER
ABD, İsrail ve Fransa da bu oyunun arkasında. Bugün Türk ordusu, sahada müdahil değil. Türkiye’nin eğittiği SMO, ‘Ayn el – Arab bizim bölgemiz, ayrılan halkımız oraya dönecek’ diyor. SMO, Ayn el – Arab, Rakka’da, Haseki’de kontrolü eline almak, Suriye’nin bütünlüğünü sağlamak için hazır. Kobani dedikleri yerde bugün YPG var. Orası, Fırat Kalkanı ile Barış Pınarı harekat bölgeleri arasında bir girinti olarak kalıyor. YPG, Ayn el – Arab’ı Rojava’nın kalbi olarak görüyor. Orayı kaybederse Rojava projesinin çökeceğini düşünüyor. Telaşları bu yüzden.”
DİRENİŞ NOKTASI
Türkiye’nin kırmızı çizgilerini açıkladığını vurgulayan Başbozkurt sözlerini şöyle sürdürdü: “Dışişleri Bakanımız, Türkiye’nin kırmızı çizgilerini çok net açıkladı. Bir, terör örgütü elebaşıları Suriye’yi terk etmeli. İki, PKK içindeki yabancılar da Suriye’yi terk etmeli. Bunlar, Kamışlı ile Ayn el – Arab’ı (Kobani) direniş noktası olarak görüyor. Kobani’de, Kamışlı’da bitersek sözde Rojava da, özerk bölge de çöker diye düşünüyorlar. Bunların, bu sözlerine inanmamak lazım. Terör örgütü buraları terk etmek zorunda. Ayn el – Arab, Arap pınarı anlamına geliyor. Karşısında da, Mürşitpınar var. Ayn el – Arab’ta Araplar, Türkmenler, Kürtler var ama ordaki Kürt halkı PKK’lı değil. 2014’te DAEŞ korkusundan Türkiye’ye 186 bin kişi sığındı. Buranın kontrolü, ABD ve Rusya’nın desteğiyle YPG’ye geçti. O dönem Türkiye’ye sığınanların yarısı PKK nedeniyle geri dönmedi. Silahsızlanma bahanesiyle orada bir oyun kurmak, Türkiye’yi oyalamak, Fırat’ın doğusunda özerk yapı kurmak ve Suriye’yi bölmek istiyorlar.”