İdlib – HAŞMET BABAOĞLU


Geriye dönüp bakmamız gereken düğüm noktaları var…
Benim için en önemli tarihler Şubat ve Mart 2020’dir.
Türkiye’nin “İdlib direnci”ni gösteren tarihler bunlar…
Yani bugün “özgürleşen Suriye”yi mümkün kılan sürecin inatçı ve sabırlı başlangıç çizgisi…
Son zamanlarda abartılarak moda hâline getirilen “devlet aklı” terimi gerçekten uygun bir biçimde kullanılacaksa, bunun için kullanılmalıdır.

***

Zaman nisyana yeniliyor, biliyorum…
Lakin hatırlamak zorundayız.
Şam, Tahran, Moskova…
Üçü de muhaliflerin hem gündelik hayatı hem de silahlı gruplaşmayı sürdürdükleri İdlib’in bir an önce dümdüz edilmesinden yanaydı.
ABD (Büyük İsrail) zaten PYD/ YPG’den ötesini düşünmüyor, Şam’da kimin ne yaptığıyla pek ilgilenmiyordu.
(Ancak şimdi İsrail ile Esad arasındaki örtülü bağ tam olarak anlaşılınca ABD’nin tavrı da netleşiyor.)
Bir tek Londra, tıpkı Ankara gibi Esad rejimine muhalif grupların çoluk çocuk hayatlarını sürdürdükleri İdlib’in korunmasından yanaydı…
Bugüne “oralar”dan geldik…

***

Ama Suriye’nin özgürleştirilmesi sürecinde bizim verdiğimiz en ağır ve açık kayıp tam da bu anlattığım nedenledir…
27 Şubat 2020’de Rusya ve Suriye ordusu, TSK’nın M-4 karayolu gözlem ve güvenlik taburuna haince hava saldırısı düzenlediler.
Öyle uzak bir yer sanmayın…
Cilvegözü sınır kapısına 60 km uzaklıkta bir yerden bahsediyorum.
Türk yetkililer “tuhaflığı” Rus karargâhına bildirmelerine rağmen saldırı bütün şiddetiyle devam etmiş ve 34 askerimiz şehit olmuştu.
Başlayan silahlı gerginlik 5 Mart’ta Moskova’daki zirvede ulaşılan ateşkesle sonuçlandı.
Bugün HTŞ ve ona eşlik eden gruplar hızla Halep’i alıp Şam’a uzanabilmişse, arkasında bu zirvedeki inadımız ve ısrarımız var.

***

Zirveden iki gün sonra Ülke TV’de sohbet programındaydım…
Moskova’daki toplantı sonrası Putin’in başka, Erdoğan’ın başka yanlara bakarak ayrılışlarının fotosunu gösterip şöyle demiştim: “Putin’in ifadesi açık; hiçbir konuda Erdoğan’ı ikna edemedim diyor sanki; Erdoğan ise, ‘Ben söyleyeceğimi söyledim, gerisini onlar düşünsün’ der gibi bakıyor.” Sonrası?
Sonrası, bugün işte!

***

NOT DEFTERİ
Bir şeyi daha anladım ki biz her zaman karanlığın içinde yaşıyoruz, bazen onun içinde biraz olsun ışık beliriyor, işte böyle anlarda gece pervanesi oluyorsun. (VİKTOR PELEVİN / Böceklerin Yaşamı)


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/wphaberbotu/public_html/wp-includes/functions.php on line 5464