Beşar Esad rejiminin yıkılması sonrası tüm dünyanın gözü Suriye’ye çevrildi.
13 yıllık iç savaşın sona ermesiyle milyonlarca Suriyeli mülteci ülkesine dönmeye hazırlanıyor. Avrupa’da en çok Suriyeli mülteci ev sahipliği yapan Almanya’da da ‘Suriyeler giderse’ paniği yaşanıyor.
Bu kapsamda Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, bugün gerçekleştireceği Türkiye ziyareti öncesinde açıklamalarda bulundu.
Alman Bakan, son günlerde dünyanın gözünün Suriye’de olduğunu ifade etti.
SURİYE’NİN GELECEĞİ HALA PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI
Baerbock, “Yıllardır bitmek bilmeyen bir iç savaşın sonunda Suriye’deki insanlar, hangi etnik veya dini kökenden olursa olsun kadınlar ve erkekler için güven içinde bir arada yaşama umudu nihayet yeniden yeşerdi. Şam, Halep ve Humus’ta binlerce insan katil Esad kaçtıktan sonra sokaklarda dans ederken, Kobani’deki (Ay El Arab) insanlar ilk rahatlamadan sonra yine nefeslerini tuttular. Yeni bir şiddetten korkuyorlar. Bu da bize şunu gösteriyor: Daha barışa çok var. Suriye’nin geleceği hala pamuk ipliğine bağlı” dedi.
8 MADDELİK EYLEM PLANI TEKLİFİ
“Suriye’de insanlara tarif edilemeyecek acılar yaşatıldı” diyen Alman Bakan, “Sadece Esad rejimi tarafından değil, DEAŞ teröristleri ve başka şiddet grupları tarafından da. Suriye artık huzura kavuşmak istiyorsa toplumda önem taşıyan tüm grupları kapsayan kendi içinde bir diyalog süreci başlatılmalı. Suriye için 8 maddelik plan, tüm Suriyelilerin menfaatini gözeten sorumlu bir politikayı destekleme yönündeki teklifimizdir” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE YAŞAYAN SURİYELİ MÜLTECİLERİ DE HATIRLATTI
Baerbock, sözlerini şöyle tamamladı:
“Suriye’de kendi değerlerimizi de savunmamız gerekiyor. Bu aynı zamanda dış politikadaki çıkarlarımızla da örtüşmektedir. Zira Suriye’deki iç savaş çok acı bir biçimde gösterdi ki, Suriye’nin istikrarsızlaşması tüm bölgenin istikrarsızlaşmasına yol açtı ve etkileri Avrupa’ya kadar uzandı. Sadece bu nedenle bile Suriye’de olayların nasıl gelişeceğine kayıtsız kalamayız. Eğer Suriye yeniden inşa edilecekse ve insanlar geri dönecekse, bu ancak kimsenin zulüm görmekten korkmaması koşuluyla mümkün olabilir. Bu, Türk hükümetinin de çıkarına olmalı. Çünkü Türkiye’de 3 milyondan fazla Suriyeli göçmen yaşıyor. Suriye’nin istikrara kavuşmasına sadece uluslararası toplum olarak katkı sağlayabileceğimiz ve aynı amaç için birlikte hareket etmek zorunda olduğumuz için bugün Türkiye’ye gidiyorum. Zira Suriye ne yabancı güçlerin oyuncağı ne de radikal güçlerin deney tahtası olmalı. Bölgede barışı sağlamak isteyen, Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozmamalı. Bunun dışında tabii ki Avrupa kıtasında barış ve güvenlik politikalarına ilişkin diğer konular da ele alınacaktır.”