Türkiye, Şam’da kalıcı bir hükümet kurulmasının ardından Suriye ile bir deniz yetki sınırlandırma anlaşması yapmayı hedefliyor.
Uraloğlu, anlaşmanın uluslararası hukuka uygun olacağını ve iki ülkenin Akdeniz’de petrol ve hidrokarbon arama faaliyetlerindeki yetkilerini belirleyeceğini ifade etti.
Yunanlı yetkililer, Türkiye ve Suriye’nin Kıbrıs adası etrafını çevreleyen bir Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması yaparak bölgede nüfuzunu güçlendirebileceğini ifade etmişti.
Yunan basını, bu konuda endişelerini dile getirmiş ve Atina ve Lefkoşa’dan yetkililer, bu olasılığa karşı AB’den yetkililerle görüşmüştü. Anlaşma imzalandığı takdirde, komşunun korktuğu başına gelebilir.
İŞBİRLİĞİ HIZ KAZANIRKEN, GKRY ENDİŞELİ
Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye ve Suriye arasındaki iş birliğinin bu anlaşma ardından hız kazanacağını belirtti.
Bu açıklamanın ardından Uraloğlu, deniz yetki sınırlandırma anlaşması için müzakerelerin yeni Suriye yönetimiyle başlatılacağını kaydetti.
Diğer yandan Yunan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi liderleri ise, böyle bir anlaşmanın “GKRY’nin ‘tartışmasız’ egemenlik haklarını göz ardı edebileceğini” iddia etti. Ancak Miçotakis, bu tartışmaların şu anda spekülatif olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada Türkiye’nin Suriye ile ticaret, enerji ve savunma alanlarında ilişkileri geliştirmeye hazır olduğunu söylemişti.
Bu açıklamanın ardından da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Suriye’ye enerji sağlanacağını belirtmişti.
BOYUTU NE OLACAK?
Uraloğlu, anlaşmayla ilgili olarak “Suriye’de öncelikle bir hükümet kurulmalı… Elbette gündemimizde olacak, ancak bugünkü gündemimizde olduğunu söylemek zor” dedi.
Yunanlılar ise, konuşmak için erken olduğu konusunda hemfikir. Ancak böyle bir anlaşmanın ‘bağımsız GKRY’nin sınırlarını ihlal edeceğini’ belirten Yunanlı yetkililer, bir MEB anlaşmasının uluslararası hukuka uygun olmayacağını söyledi.