Dün Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun Suriye ile deniz yetki alanları anlaşması imzalanacağını duyurması Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde yeni bir panik dalgası yarattı.
Kathimerini’nin haberine göre Yunanistan, Türkiye’nin Suriye ile deniz sınırlarını belirlemek amacıyla yapmayı planladığı anlaşmanın yasallığını reddederken “Suriye geçiş hükümetinin yasal olarak geçerli anlaşmalar imzalayamayacak bir ‘geçiş otoritesi’ olduğunu” öne sürdü.
Haberde “Bu adım, Yunanistan ve Avrupa Birliği’nin yasadışı olarak nitelendirdiği Türkiye’nin 2019’da Libya ile yaptığı deniz yetki alanı anlaşmasını hatırlatıyor” ifadeleri yer alırken “Türk yetkililer ve analistler, Suriye ile yapılacak bir anlaşmanın, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin toprak iddialarını güçlendirebileceğini ve Yunan-Kıbrıs tekliflerine karşı denge oluşturabileceğini savunuyor” denildi.
Yunanistan, geçen hafta henüz somut bir gelişme bile olmadan konuyu Avrupa Birliği’ne taşımış Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum taraı lideri Nikos Hristoduilis, AB yeni dönem zirvesinde Avrupalı liderlere “Türkiye’yi engelleyin” kulisi yapmıştı.
Kıbrıs Rum tarafı sözcüsü Konstantinos Letymbiotis.
RUM TARAFININ İDDİALARI
Öte yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Kathimerini’nin Rumca baskısında yer alan habere göre “Türkiye ile Suriye arasında yapılması muhtemel herhangi bir deniz anlaşmasının, özellikle Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) uygun olması ve Kıbrıs’ın egemenliğine saygı göstermesi gerektiğini” savundu.
Kıbrıs Rum tarafı sözcüsü Konstantinos Letymbiotis, habere göre durumu yakından takip ettiklerini belirterek “Kıbrıs’ın egemen haklarını zayıflatmaya veya görmezden gelmeye yönelik herhangi bir girişim uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir. Kıbrıs, uluslararası ve Avrupa düzeyinde gerekli tüm önlemleri alacaktır,” iddiasında bulundu.
DESTEK ÇELİŞKİSİ
Letymbiotis ayrıca, geçen haftaki Avrupa kulisine atıfta bulunarak “Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile koordinasyon içinde, Avrupa Birliği liderlerini Türkiye’nin muhtemel adımları konusunda bilgilendirdiğini” söyledi ve “AB’nin desteğini aldıklarını” öne sürdü. Oysa geçen hafta yine Kıbrıs Rum Yönetimi sözcüsü Letymbiotis “AB’nin refleksi beklediğimiz gibi olmadı” demişti.
URALOĞLU NE DEMİŞTİ?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun programı kapsamında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Uraloğlu, Suriye’deki limanların neredeyse hiç gelişmediğini dile getirerek “Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. İlerleyen zamanda bir deniz yetki anlaşması muhtemelen yapılıp, Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımızın korunması noktasında vaziyet almamız kesinlikle söz konusu olacak” ifadelerini kullandı.
“Ticaret noktasında Şam ve Suriye’nin bir tarihi var” diyen Uraloğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Onu yeniden canlandırma adına elimizden geleni yapacağız. Bu bire bir Dışişleri Bakanlığımızın yürüttüğü ve bizlerden de bilgi aldıkları bir çalışma. Bu çok yeni değil. Biz ‘Suriye ile bir gün ilişkiler normalleşir, öyle bir anlaşma yaparsak’ şeklinde bu hep kafamızda vardı.”
‘YETKİ GENİŞLER’
Bakan Uraloğlu, anlaşmanın Türkiye açısından avantajlarına da değinerek, “Böyle bir anlaşma oradaki hem Suriye’nin hem bizim etkinlik ya da yetkinlik sahamızı genişletir ve oradaki her türlü petrol ve hidrokarbon arama noktasında uluslararası hukuku da dikkate alarak, her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış ya da genişletmiş oluruz. Tabii orada Lübnan var, İsrail var. Mutlaka onları da dikkate alarak, bize en yakın coğrafya Suriye’yi düşündüğümüzde tamamen o bölgenin iki ülkenin net bir şekilde kontrolünde olması söz konusu olacak. Bunun için otoritenin kurulması lazım. Bu kesinlikle gündemde olur ama bugünün gündemi olduğunu söylersek çok doğru olmaz” dedi.
Milliyet, 17 Aralık’taki manşetiyle Akdeniz’de değişen havayı gündeme taşımıştı.