1840’lı yıllarda inşa edilen Hacıyakupoğlu Konağı, tarih boyunca Trabzon’un seçkin ailelerinden Hacıyakupoğlu Ailesi’ne ev sahipliği yaptı. 1916’daki Rus işgali sırasında bile zarar görmeyen yapı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına kadar bölgedeki birçok siyasi, askerî ve sosyal olaya tanıklık etti.
Ailenin torunlarından iş insanı Alaattin İlyas Saral, konağın restorasyonunu Trabzon İl Özel İdaresi ile birlikte yürütüp yapıyı müze ve kitaplık olarak halkın ziyaretine açtı.
ZİYARETÇİLERE TARİHLE İÇ İÇE BİR DENEYİM
Baştımar Aile Müzesi, ziyaretçilerine Türkçe, İngilizce ve Rusça tanıtım filmleri eşliğinde rehberli bir gezi imkânı sunuyor. Müze bünyesindeki kitaplıkta Karadeniz ve Trabzon temalı kaynak eserler yer alırken, özellikle öğrenciler için önemli bir araştırma ortamı oluşturulmuş durumda.
Tarihi atmosferde çayını yudumlayan ziyaretçiler, aile bireylerinin biyografilerini okuyup dinleyerek geçmişe yolculuk yapabiliyor.

BİR AİLENİN İZİNDE BİR DÖNEMİN YOLCULUĞU
Tarihçi-Yazar Fatih Yurttaş, Baştımar Aile Müzesi’nde gerçekleştirilen restorasyon ve düzenleme çalışmaları hakkında bilgi vererek, konağın Ahmet Hacıyakupoğlu Ağa tarafından 1840’lı yıllarda yaptırıldığını belirtti.
Yurttaş, “Burası, Trabzon ve Karadeniz’in kültürel mirasına önemli katkılar sağlamış bir ailenin yaşantısını ve geçmişini gelecek nesillere aktarmak amacıyla müzeye dönüştürülmüş bir yapı.” dedi.

Baştımar isminin kökenine değinen Yurttaş, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethetmesinin ardından bölgenin güvenliğini sağlamak için güvendiği aileleri buraya yerleştirdiğini hatırlatarak, tımar sisteminin Türk-İslam devletlerinde uygulanan bir toprak işletim modeli olduğunu ifade etti.
Bu sistemde, toprağı işleyen kişilerin aynı zamanda bölgenin güvenliğini sağladığını ve gerektiğinde devlete asker gönderdiğini belirtti. Baştımar’ın ise bölgedeki en büyük tımar olduğunu vurguladı.
TARİHE TANIKLIK EDEN KONAĞIN YETİŞTİRDİĞİ ÖNEMLİ İSİMLER
Yurttaş, “Ahmet Hacıyakupoğlu Ağa tarafından yaptırılan bu yapı, tarihe cansız tanıklık eden sıradan binalardan değil. Bu konağın bir ruhu var; o ruh da içinde yaşayanların yaşanmışlıklarından besleniyor. Bina, bir imparatorluğun çöküşüne ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık etmiş.” dedi.

Konağın sakinlerinin asker, siyasetçi, bürokrat ve iş insanı gibi birçok alanda önemli isimler yetiştirdiğini belirten Yurttaş, özellikle Hafız Mehmet Bey’in öne çıktığını ifade etti.
Hafız Mehmet Bey’in bu konakta doğup büyüdüğünü, Osmanlı Devleti’nde üç dönem milletvekilliği yaptığını ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldığını söyledi.
ÜNLÜ AİLE BİREYLERİNİN BİYOGRAFİLERİ VE DİJİTAL ANLATIMLAR
Tarihçi-Yazar Fatih Yurttaş, Baştımar Aile Müzesi’nde konaktan çıkan ünlü isimlerin biyografilerinin de yer aldığını belirterek, “Özellikle üzerinde çalıştığımız bu biyografileri müzeyi ziyaret eden misafirler görebilecek. Ayrıca Türkçe, İngilizce ve Rusça seslendirmelerle, video klipler eşliğinde dinleme imkânına da sahip olacaklar.” dedi.

Yurttaş, müzenin bölge halkı için de önemli bir buluşma noktası haline geldiğini ifade ederek, “Bu bölgede yaşayanlar, hafta sonları veya boş günlerinde gelip tarihe tanıklık edebilecek, çaylarını yudumlarken kendi ailelerinden de izler bulabilecekleri bir ortamda vakit geçirebilecekler.” diye konuştu.
Yapılan çalışmanın bölgeye büyük bir kültürel katkı sağladığını vurgulayan Yurttaş, “Bence bölgenin kültürel yapısına çok önemli bir hizmet yapıldı. Sahil şeridinde yer alan bu çok değerli eser ve kültürel miras, milletimize ve ülkemize kazandırılarak halkın hizmetine sunulmuş durumda.” ifadelerini kullandı.

RUS İŞGALİNDE BİLE KORUNAN BİR GÜZELLİK
Tarihçi-Yazar Fatih Yurttaş, Baştımar Ailesi Müzesi’nde yapılan restorasyon çalışmalarının büyük bir titizlikle yürütüldüğünü belirterek, “1800’lü yıllarda bu binada yaşayan ailenin Baştımar görevi vardı. Devlet adına bölgedeki çeşitli idari işlerin düzenlenmesinden sorumluydular. Bu nedenle konağın, aynı zamanda siyasi konuların da konuşulduğu bir hükümet konağı işlevi gördüğünü söyleyebiliriz.” dedi.
Yurttaş, Birinci Dünya Savaşı döneminde yaşananlara da değinerek, “Ruslar bölgeden çekilmek zorunda kaldıklarında birçok yeri yakıp yıkıyorlar. Ancak konağın güzelliği karşısında burayı yakmaya kıyamıyorlar. Konağa zarar vermeden içindeki bazı değerli kapıları, tavan motiflerini ve pencereleri söküp kendi ülkelerine götürüyorlar.” ifadelerini kullandı.

Daha sonra yapılan tadilat çalışmalarında tüm bu unsurların aslına uygun şekilde yeniden yapıldığını belirten Yurttaş, “Yeni restorasyon Osmanlı-Türk mimari özelliklerine ve yapım tekniğine birebir uygun biçimde gerçekleştirildi. Tarihi vesikalara bakarak bazı şeyleri zihnimizde canlandırabiliriz ama bu konağı mutlaka gelip yerinde görmek gerekir. Eşsiz bir yapı ortaya çıkmış.” dedi.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE UZANAN KÜLTÜREL MİRAS
Yurttaş, konağın hem Türk kültür tarihinin yaşatılması hem de gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir değer taşıdığını vurgulayarak, “Bu müzede sadece bir ailenin geçmişine ait bilgiler toplanıp anlatılmadı; aslında hepimizin ailesinden izler bulabileceğimiz, o dönemi hissedebileceğimiz bir ortam oluşturuldu. Gerçekten gelecek yüzyıllara iz bırakacak önemli bir eser ortaya kondu.” diye konuştu.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Trabzon’u işgal eden Rus askerlerinin, bölgeden çekilirken birçok yapıyı yakıp yıktığı, ancak konağın güzelliği karşısında yıkmaya kıyamadıkları anlatılıyor. Buna rağmen bazı kapı, pencere ve tavan motiflerini Rusya’ya götürdükleri, restorasyon sürecinde ise tüm detayların aslına uygun olarak yeniden yapıldığı belirtiliyor.
Baştımar Aile Müzesi ve Kitaplığı, Trabzon’un sahil şeridinde, geçmişle bugünü buluşturan eşsiz bir kültür durağı olarak ziyaretçilerini bekliyor.
