Kısa bir süre önce Türklere oturum ve ticaret hakkını onaylayan Svalbard takımadalarının idari merkezi Longyearbyen’de bebek doğurmak da yasak, ölmüş birini toprağa vermek de. Turistlerin pek uğramadığı bu kutup yerleşiminde yaklaşık bin kişi yaşarken, şehirde kurallar ise son derece katı.

DOĞUM VE DEFİN BU YÜZDEN YASAK

Longyearbyen Kuzey Kutbu’nun derinliklerinde, sert iklim koşullarıyla ünlü bir bölgede yer alıyor. Burada toprağın tamamı “donmuş toprak-permafrost” halinde bulunuyor. Bu durum da cansız bedenlerin asla çürümemesi sorununu beraberinde getiriyor. Permafrost, gömülen bedenlerin çürümesini engelliyor.

Bu yüzden de virüs ve bakteriler onlarca yıl canlı kalabiliyor, dolayısıyla da büyük bir sağlık riski oluşuyor. Şehir yetkilileri de bu gerekçelerle yıllar önce ağır hastaların anakaraya taşınması ve kimsenin Longyearbyen’de gömülmemesi şeklinde keskin kararlar aldı.

Şehirde doğum olmamasının sebebi ise herhangi bir doğumhane bulunmaması. Hamile kadınlar doğum yaklaşınca Norveç anakarasına naklediliyor. Bu yüzden Longyearbyen’de doğan çocuk sayısı yok denecek kadar az.

VEFAT EDENLERLE BÖYLE VEDALAŞIYORLAR

Defin yasak olsa da şehir sakinleri kendi geleneklerini oluşturmuş durumda. Toplu anma alanları ve anı duvarları var; ayrıca bir mezarları olmasa da hayatını kaybedenler için cenaze törenine benzer veda törenleri düzenleniyor.

TÜRKLERE OTURUM VE ÇALIŞMA İZNİ

Öte yandan Türk vatandaşları; geçen aylarda imzalanan anlaşmayla birlikte oturum, takımadalarının kara suları, fiyortları ve limanlarına giriş, adalarda oturma ve bölgede balıkçılık-avlanma türü faaliyetlerde bulunma, denizcilik, endüstriyel faaliyetler, madencilik ve ticaret yapma haklarına sahip oldu.

Norveç’e bağlı ve neredeyse tamamen buzla kaplı bu takımadalarda yürürlükte olan anlaşma çerçevesinde aralarında Türkiye’nin de olduğu 40 kadar ülke vatandaşlarının yerleşim kurma hakkı bulunuyor.