Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr – ABD’deki MD Anderson Kanser Merkezi tarafından yapılan ve Nature dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, Kovid-19 mRNA aşısı olan kanser hastalarının, immünoterapi tedavisinden daha fazla fayda gördüğünü ortaya koydu. Araştırmaya göre, akciğer kanseri (NSCLC) ve melanom (cilt kanseri) hastaları arasında, immünoterapi başlamadan önce aşı olanlarda yaşam süresi belirgin biçimde uzadı. Örneğin, akciğer kanseri hastaları çalışma esnasında aşısız ortalama 20,6 ay yaşarken, yaşam süresi aşılı 37,3 aya uzadı. Bilim insanları bu etkinin, mRNA aşılarının bağışıklık sistemini ‘hazır hale getirip’ kanser hücrelerine karşı daha güçlü tepki oluşturmasından kaynaklanabileceğini söyledi. Araştırmanın sonuçlarının ne ifade ettiğini Virolog Semih Tareen Milliyet.com.tr’ye anlattı.
BAĞIŞIKLIĞI AKTİVE EDİYOR, TEDAVİNİN GİDİŞATINI İYİLEŞTİRİYOR
Nature’da kısa süre önce yayımlanan bir araştırmaya göre, akciğer kanseri (NSCLC) veya melanom (cilt kanseri) tedavisi gören ve immünoterapi alan hastalar, tedaviden önceki 100 gün içinde Kovid mRNA aşısı olmuşlarsa çok daha güçlü bir tedavi yanıtı verdi. Üstelik veriler, bu hastaların ortalama yaşam süresinin de aşı olmayanlara kıyasla belirgin şekilde daha uzun olduğunu ortaya koydu.
Uzmanlar, bu etkinin temel nedeninin mRNA aşılarının bağışıklık sistemini güçlü bir şekilde harekete geçirmesi olduğunu belirtti. Virolog Semih Tareen, “Kanser tedavisinde bağışıklığın aktive olması tedavinin gidişatını ciddi biçimde iyileştiriyor” diyerek, immünoterapide hastanın kendi bağışıklığının bir tür ilaç gibi kullanıldığını hatırlattı. Virolog Tareen’e göre Kovid mRNA aşısı, bu süreci olumlu yönde destekleyerek immünoterapinin başarısını anlamlı ölçüde artırıyor.
Açıklamalarına mRNA etkisinin kanser tedavisindeki etkisinin altını çizerek devam eden Semih Tareen, kanser için birçok tedavi olduğunu ancak bu araştırmanın özellikle immünoterapi denen antikor tedavisinde etkili olduğunun görüldüğünü hatırlattı. Bu etkinin diğer kanser tedavilerinde etkili olup olmadığının henüz bilinmediğini de, “Araştırmalar yapıldıkça, elimize daha çok veri geçtikçe farklı kanser tedavilerinde de mRNA aşıların etkisinin olup olmadığını görebileceğiz. Kanserlerin hepsi birbirinden farklı hastalıklardır. ‘mRNA aşıları tamamen başka hastalıklarda işe yarayabilir mi?’ sorusu teoride mümkün olabilir. Örneğin bakteri ve viral enfeksiyonlarda yarayabilir ancak bunu zamanla göreceğiz“ sözleriyle açıklık getirdi.
İMMÜNOTERAPİYE NASIL DESTEK OLUYOR?
Peki bu bulgular, kanser tedavisi için özel olarak geliştirilmiş yeni bir mRNA aşısına ihtiyaç olduğu anlamına mı geliyor? Semih Tareen, yeni bir aşıya gerek olmadığını şu cümlelerle açıkladı:
mRNA aşılarının her kanser tedavisinde henüz kullanılmadığını, bunun şimdilik immünoterapi tedavisine ek olarak akciğer kanseri ve cilt kanserinde kullanıldığını ileten Virolog Semih Tareen, “İmmünoterapi, hastanın bağışıklık sistemini kullanarak oluşturulan bir tedavidir ve kanserler bizim bağışıklık sistemimizden kaçacak şekilde evrimleşir. İmmünoterapi de bu durumun önüne geçer. Kanserler bağışıklık sistemine, ‘Bana saldırmayın, beni yemeyin’ sinyali verebiliyorlar ama immünoterapi bu sinyallerin önüne geçebiliyor. Kovid mRNA aşısı da bağışıklık sistemini tetikleyebileceği için immünoterapi tedavisini daha etkin hale getiriyor. İmmünoterapi tedavisi her kanserde etkili değil, o yüzden bu durum sadece immünoterapi tedavisinin uygulanabileceği kanserlerde etkili olacak gibi görünüyor” dedi.
‘KOVİD AŞISI KANSERİ TEDAVİ EDİYOR’ DEMEK YANLIŞ
İmmünoterapi tedavisinde kullanılan mRNA aşılarının risklerine de değinen Semih Tareen, her tedavinin her prosedürün tıpta bir artısı ve eksisi olabileceğinin altını çizerek bu tür kararların hekim ve hasta ile birlikte verildiğini iletti. İmmünoterapi tedavisinin de yan etkileri olabileceğini, bu riskler arasında en yaygın yan etkinin otoimmün hastalıkları tetiklemek olduğunu ileten Virolog Tareen, “Dolayısıyla immünoterapi tedavisini daha etkili kılmaya çalışırsanız mRNA aşılarıyla teoride o tür yan etkiler artabilir, tabii ki de bu yan etkiler olabilir ama burada risk faydaya bakmak lazım. Sonuçta kanser ölümcül bir noktadaysa onu kurtarıp diğer oluşan hastalıklarla baş edilebilir“ ifadelerini kullandı.
Nature’da yayımlanan bu çalışmanın ardından toplumda “Kovid aşısı kanseri tedavi ediyor” gibi bir algı oluştu. Bu tür yanlış çıkarımların ciddi bir bilgi kirliliğine yol açabileceğini vurgulayan Virolog Semih Tareen bu yanlış anlamalara dikkat çekerek sözlerini şöyle noktaladı: