Gelişimsel süreçlerin yanı sıra psikolojik ve çevresel faktörleri de etkileyen idrar kaçırma problemi tedavi edilmediğinde, çocukların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kerem Özel, çocuklarda sık görülen idrar kaçırmanın nedenlerini, tedavi yöntemlerini ve ailelerin bu süreçte nasıl bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğini anlattı. İdrar kaçırma probleminin altında birçok neden olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Özel, şöyle dedi: “İdrar yolu enfeksiyonu, idrarını yaparken kendini sıkma, idrar tutma, kronik kabızlık, stres ya da duygusal faktörler çocuklarda idrar kaçırmanın en sık görülen nedenlerindendir. İdrar kaçırmanın altında yatan psikolojik faktörler de çok önemlidir. Öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği, kaygı bozukluğu gibi problemler idrar kaçırmaya sebep olabilir. Bu tür durumlarda psikolojik destek ve tedavi yöntemleri önerilmektedir.” İdrar kaçırma probleminin 7-12 yaş arasındaki çocuklarda yaklaşık yüzde 15-20 oranında görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Özel, “Bu durum çoğu çocukta yaş ilerledikçe kendiliğinden azalabilir veya geçebilir. Ancak bazı çocuklar için uzun vadeli bir sorun haline gelebilir. İdrar kaçıran çocuklar genellikle özgüven problemleri yaşar, sosyal ilişkilerinde zorluklarla karşılaşır ve utanma duygusuyla baş etmekte zorlanabilirler” dedi.
5 YAŞA DİKKAT!
Çocukların hayatlarının bir döneminde idrar kaçırmanın doğal olduğunu belirten Prof. Dr. Özel, “Yaklaşık 1.5 ve 3 yaş civarında çocuklar idrarını hissetmeye başlar. Bu döneme kadar çocuklar bezlidir. 5 yaşın üstünde idrar kaçıran çocuk varsa bu bir sorun demektir” diye konuştu.
ÇOCUKLARINIZI SUÇLAMAYIN
PROF. Dr. Özel, ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu: “Bu durum, çocukların sosyal yaşamlarını etkileyebilir ve akran zorbalığı riskini artırabilir. Ailelerin, çocuklarına karşı suçlayıcı bir tutum sergilememesi gerekir. Üstesinden gelebilmek için uzman görüşü alınmalıdır. Genellikle toplumumuzda gözardı edilen, saklanan ve kendiliğinden geçeceği düşünülerek, önemsenmeyebilen bir sağlık sorunudur. Ancak bazı durumlarda altta yatan idrar yolları ile ilgili bir hastalığın belirtisi olabilir. Böyle olmasa bile çocuğun sağlıklı psikolojik gelişimi ve sosyalleşmesi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğinden en hızlı şekilde tedavi edilmesi önem taşımaktadır.”
GECE VE GÜNDÜZ FARKI
Çocuklarda idrar kaçırmanın, gündüz ve gece olmak üzere 2 farklı şekilde gözlemlendiğini belirten Prof. Dr. Özel, şunlara dikkat çekti: “Gece idrar kaçırma, sinirsel gelişimin yavaşlamasına bağlı olarak gelişen primer veya stres kaynaklı gelişebilen sekonder tip olarak 2’ye ayrılır. Primer gece kaçırma, genellikle genetik yatkınlıkla ilişkilidir ve sinir sisteminin olgunlaşmasıyla her yıl yüzde 15 oranında kendiliğinden düzelme gösterebilir. Bu durum, çocuk 15 yaşına geldiğinde genellikle yüzde 1’e kadar azalır. Sekonder gece kaçırma ise en az 6 ay boyunca kuru geçen bir dönem sonrasında başlar ve çoğunlukla stresle ilişkilidir. Gündüz idrar kaçırma ise genellikle mesane kontrol sorunları ve bazı davranışsal problemlerden kaynaklanır; çocuk sıkışma anında kıvranma, bacaklarını çaprazlama gibi tepkiler gösterebilir. Ayrıca dikkat eksikliği, kaygı bozukluğu gibi durumlar da gündüz idrar kaçırmada etkili olabilir.”
HASTA ÖYKÜSÜ VE TESTLERLE TEŞHİS EDİLİYOR
PROF. Dr. Özel, çocuklarda idrar kaçırma sorununu doğru teşhis edebilmek için öncelikle ayrıntılı bir hasta öyküsü aldıklarını belirterek, “İdrar kaçırmanın gece veya gündüz, aralıklı veya sürekli olup olmadığı gibi detaylar öğrenilir. Ayrıca ailede benzer durumların olup olmadığı, çocuğun tuvalet alışkanlıkları, varsa psikolojik stres faktörleri gibi bilgiler değerlendirilir. Fiziksel muayenenin yanı sıra, idrar yolu enfeksiyonları veya doğuştan gelen ürolojik problemleri kontrol etmek için çeşitli testler yapılır. İdrar tahlili, idrar kültürü, ultrason ve işeme testi gibi yöntemler kullanılmaktadır” dedi.