Teknolojideki gelişmeler günlük yaşamda pek çok işimizi kolaylaştırırken, bilinçli kullanılmadığında ise gözlerimizi sinsice ve ciddi boyutta tehdit ediyor. Öyle ki uzağı net görememe olarak bilinen miyopi, teknolojinin ilerlemesiyle çağın hızla yaygınlaşan bir tehdidi haline geldi. Günümüzde göz hastalıkları uzmanlarına en çok kırma kusuru nedeni ile gözlük ya da kontak lens kullanan hastalar başvuruyor. Özellikle kırma kusurlarından miyopi ve astigmatizmanın görülme sıklığı giderek artıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yarısının miyopi hastalığına sahip olacağı belirtiliyor. Tam da bu noktada Dünyagöz Hastaneler Grubu Etiler Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi ile bir araya gelerek, dünyada salgın gibi artan miyopi va astigmatizma hastalıklarını, artış nedenlerini ve tedavilerindeki son yenilikleri konuştum. Bakın, Doç. Dr. Tanrıverdi, gözde kırma kusurlarının tedavisinde uygulanan son teknoljik lazer tedavileriyle ilgili neler anlattı…
UZAK GÖRÜŞTE BÜYÜK TEHLİKE
Doç. Dr .Tanrıverdi, miyopinin neden arttığını şöyle açıkladı: “İnsanların kapalı ofis ortamlarında daha fazla zaman geçirmesi, dış ortam aktivitesinin azalması, artan ekranlı araç kullanımı ve yakın aktivite sayılabilir. İnsan evrimi gereği dış ortamda yaşayan ve aralıklı olarak uzak ve yakına bakan bir canlıdır. İnsanlar kapalı mekanlarda yaşamaya başladıkça uzağa bakış oldukça azalmakta ve uzak görüş buna paralel olarak evrimsel zaman içinde zayıflamaktadır. Bu da gözün kırma kusurlarını artırmaktadır.”
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Günümüzde kırma kusuru olan hastalarda 4 tip güncel tedavi yöntemi olduğunun altını çizen Doç. Dr. Tanrıverdi, şunları söyledi: “Bunlar gözlük, kontak lens, göz içi mercekler ve lazer tedavisi seçenekleridir. 18 yaşın altında bu problemi olan hastalara en sıklıkla gözlük ve kontak lens kullanımı önerilmektedir. Daha büyük hastalarda ise göz içi mercek ve lazer ameliyatı seçeneği de gündeme gelmektedir. Bu hasta grubunda hastanın yaşı, kaç diyoptri kırma kusurunun olduğu, mesleği, günlük aktivitesi, göz kornea tabakasının kalınlığı ve anatomisi, gözyaşı eksikliğinin olup olmaması, başka sistemik ya da göz hastalığının varlığı gibi etkenler hastalara hangi tedavi yönteminin en uygun olacağı hakkında bize yol haritası oluşturur. Her hastada tedavi öncesinde bu faktörlerin mutlaka dikkate alınması ve yapılacak tedavinin bu etkenlere göre planlanması gereklidir.”
SMILE PRO İLE 10 SANİYEDE OPERASYON
SON dönemde SMILE cihazı ve tekniği daha da gelişerek SMILE Pro olarak isimlendirilen daha hassas ve hızlı, robotik bir cerrahi olarak karşımıza çıktığını belirten Doç. Dr. Tanrıverdi, “Yeni nesil SMILE Pro cihazı ile ana cihaz gövdesinden hareket eden robotik kollar yardımı ile ameliyat yapılmakta, böylelikle hastalar herhangi bir tünel ya da cihazın içine girmemektedirler. Bu yöntem sayesinde kapalı alan korkusu olan hastalarda dahi SMILE Pro lazer ameliyatı kolaylıkla uygulanabilmektedir. Ayrıca ameliyatın kritik aşaması olan lazer işlemi 10 saniye kadar kısa sürede tamamlanmakta ve bu durum hastaların ameliyata uyumunu önemli derecede artırmaktadır. Tüm bu güncel lazer tedavilerini ele aldığımızda, SMILE Pro yöntemi ile göz kırma kusurlarının düzeltilmesi oldukça hızlı, hassas, güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde hastaların ve hekimlerin lazer tedavisi sonrasındaki endişeleri en aza inmiştir” diye konuştu.
SMILE LAZER İLE NE DEĞİŞTİ?
GÖZÜN kırma kusurlarının tedavisinde son dönemde kullanımı giderek artan ve popüler olan güncel başka bir yöntemin ise SMILE lazer tedavisi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tanrıverdi, bu yöntemi şöyle açıkladı: “SMILE lazer kullanımı son 10 yılda giderek artmaktadır. SMILE lazer tedavisi diğer iki yöntemden oldukça farklıdır. Bu yöntemde lazer ile korneanın orta tabakasından çok hassas bir lentikül kesisi yapılarak (disk benzeri bir yapı) sadece 2 mm’lik yan kesiden bu lentikül dışarı çıkarılıp hastanın kırma kusuru düzeltilmektedir. SMILE tedavisini eşsiz kılan en önemli özellik bu hastalarda kornea ön yüzeyine geniş bir kesi ve lazer işlemi yapılmaması ve ameliyat sonrası dönemde ilave bir göz kuruluğunun olmamasıdır. Bu durum göz kırma kusurlarının tedavisinde uygulanan lazer yöntemleri için çığır açabilecek bir özelliktir. Çünkü diğer hiçbir yöntemde bu avantaj yoktur. Ayrıca bu yöntemde yara iyileşmesi çok hızlıdır, ameliyat esnasında ağrı olmaz, sonrasında ise gözlerde çok kısa süreli batma yanma görülür. Görsel rehabilitasyon hızla gerçekleşir. Hastalar ameliyat sonrası dönemde oldukça konforludur. Bu ameliyatın ikinci en büyük avantajı ise korneanın biyomekanik direncinin ameliyattan oldukça az etkilenmesidir. Bu nedenle özellikle sporculara, polis ve asker gibi travma riski olan meslek gruplarına, çok ekran kullanan ve kurugöz semptomları olan kişilere uygulanmasında sakınca yoktur.”
EN ESKİ LAZER YÖNTEMİ
PRK lazerin yaklaşık 30 yıla yakındır kullanıldığını söyleyen Doç. Dr. Tanrıverdi, “PRK lazerde korneanın en önünde yer alan epitel dokusu mekanik olarak kaldırılarak, ardından kornea ön yüzeyine lazer uygulanmaktadır. Bu yöntemin en büyük dezavantajı hastaların ameliyattan sonra 2-3 gün süren ağrı ve bulanık görmesinin olmasıdır. Bu hastalarda refraktif sonuçlar genellikle bir ay içinde stabil olmaktadır. Bu nedenle hızlı iyileşme istenilen durumlar için genellikle uygun değildir. Ayrıca çok yüksek kırma kusurlarında uygulandığında kornea ön yüzeyinde görmeyi bozan haze olarak bilinen bulutlanmaya yol açabilmektedir. İlaveten bu hastalarda ameliyat sonrası dönemde göz kuruluğu görülebilmektedir. En büyük avantajı ince korneası olan hastalarda yapılabiliyor olmasıdır. Bu nedenle günümüzde bu yöntem hastanın korneası için diğer iki yöntemin uygun olmadığı durumlarda tercih edilmektedir” dedi.
LASIK LAZER İLE HIZLI İYİLEŞME
DİĞER popüler bir tedavi yönteminin ise kornea ön tabakasından lazer yardımı ile bir flep (tabaka) kaldırılarak korneanın orta tabakasına lazer tedavisinin yapıldığı ve flebin geri kapatıldığı LASIK yöntemi olduğunu belirten Doç. Dr. Tanrıverdi, şöyle dedi: “Günümüzde en çok kullanılan refraktif lazer tedavi yöntemlerinden birisi LASIK tir. LASIK ameliyatları 20 yıla yakındır yapılmaktadır. Refraktif sonuçları oldukça başarılıdır. Ameliyat sonrası dönemde hastalar oldukça konforludur, hızlı bir yara iyileşmesi görülür ve hastalar bir gün sonra bile net görmeye başlarlar. Güvenli ve etkili olduğu yeterince kanıtlanmış bir yöntemdir. En büyük dezavantajı ise göz kuruluğunu bu yöntemde biraz daha sık görmemizdir. Ayrıca korneanın biyomekanik direncini az da olsa etkilediği için ince ve düzensiz kornealarda yapılması çok uygun değildir. Özellikle ekran kullanımı fazla olan meslek gruplarında göz kuruluğu açısından dikkatli olunmalıdır. Bu grup hastaların ameliyat sonrası dönemde 3-6 ay kadar suni gözyaşı preparatları ile desteklenmesinde fayda olacaktır.”
TEDAVİDE 3 TİP LAZER
GÜNÜMÜZDE göz kırma kusurlarının tedavisinde 3 tip lazer kullanıldığını belirten Doç. Dr. Tanrıverdi, ” Bunlar SMILE (Small Incision Lenticule Extraction), LASIK (Laser-Assisted in Situ Keratomileusis) ve PRK (Photorefractive Keratectomy) lazer tedavileridir” dedi.